Aslında filmin adı Hayır Sever. Fakat film içerisinde iyi vatandaş olarak telaffuz ediliyor.
Yabancı sinema filminde, insanların kapısına 100 bin dolar bırakan bir hayırseverin hikayesi konu ediliyor. Aslında burada asıl kahraman acar bir gazeteci kız.
Aldığı haberi titizlikle takip ediyor, paranın sırrına ulaşmaya çalışıyor.
Sebepsiz yere insanların kapısına bir çanta içerisinde bırakılan paraların sırrı ne olabilir?
Peş peşe çanta hikayeleri gündeme gelince iyi vatandaş rolünde televizyona başvuran sahte hayırseverler çıkıyor ortaya.
Son olarak ortaya çıkan sima ise bir para fonunun siyasetçi kimliğine sahip ismi.
Gazeteci kızın babası ile de arkadaş olan genç adam, hayırsever olduğunu söylüyor ve paraları kendisinin bıraktırdığını banka hareketlerinden evraklar sunarak kanıtlıyor.
Gelelim konunun devamına, bir müddet sonra gazeteci kız adamın hareketlerindeki sanallığı, yapmacıklığı fark ediyor.
Milletvekili adayı olduğunu öğrendiğinde ise şüphelerinde haklı olduğunu anlıyor.
Evet, o kişi para dağıtıyor ancak aslında kimliğini gizleyen hayırseverin oluşturduğu pozitif havayı devam ettirip sahneye çıkarak toplumun dikkatini çekmeyi başarıyor.
İlk 400 bin doları kimliğini gizleyen ve hep gizleyecek olan vatandaş dağıtırken hemen peşinden 4 aileye daha 400 bin dağıtılır fakat bu dağıtan şahıs o hayırsever kimliğine sahip çıkıp reklam yapmak ister. Bunu da basın aracılığı ile yapar…
BİZİM SİYASET…
Yabancı filmi izlerken, bizim siyasetçiler ve seçim havası geldi gözümün önüne.
Seçim yaklaşırken vatandaşa daha sevecen, daha pozitif, daha ilgili ve özel davranan siyasetçileri.
Seçim yaklaşırken vatandaşa daha çok gülümseyen, elini sıkan, hanesine konuk olan siyasetçiler.
Hatta ve hatta seçim yaklaşırken genel başkanlar daha çok tembih eder, ‘Gönüllere dokunun’ türünden.
Filmdeki reklam çalışmasını ayrıca kusursuz bulduğumu belirtmek istiyorum.
Bizde de çeşitli siyasi reklamlar var elbette. Ancak işin acı tarafı ve enteresan olanı 6 ay 1 yıl yüzünüze tebessüm eden çehreler sonrasında çok da oralı olmuyor.
Halkçı gibi durur ama halka inmez,
Dava adamı profili çizer ama önce dava arkadaşları ile arasına mesafe koyar,
Ulaşılabilir gibi durur ama önce cep telefonunu ulaşılmaz yapar.
Siyasetin seçim hali siyasetçinin seçim haline dönüşüyor anlayacağınız.
Şimdi nereden çıktı bu diyebilirsiniz; malumunuz siyasetin hareketlendiği dönemleri yaşıyoruz. Siyasette rekabet artınca tıpkı seçim öncesinde olduğu gibi daha ilgili, daha tebessümkar, daha heyecanlı ve halkçı siyasetçi profili çıkıyor ortaya.
Siyasette rekabet beraberinde seçim atmosferini de getiriyor. Bu durumdan yakında seçim mi var soru işaretini de çıkarabilirsiniz seçim olmadan seçim havası yaşıyoruz soru işaretini de.
Filmimizin baş kahramanı iyi vatandaştı, iyilik görüntüsü altında reklam yapan vatandaş görünümlü iyi vatandaş.
Şu sıra kim bilir siyasi kimliğini gizleyen kaç iyi vatandaş geziyor aramızda.
Kim bilir!