Türkiye genelindeki camilerde okunan hutbede, suyun Allah’ın insanlara bahşettiği en büyük nimetlerden biri olduğuna vurgu yapıldı.
“Su sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir haktır”
Hutbede, suyun yalnızca bireysel bir ihtiyaç olmadığı, aynı zamanda toplumsal bir hak olduğu ifade edilerek, her canlının sağlıklı ve yeterli suya erişme hakkına sahip olduğu belirtildi. Suyun sınırsız bir kaynak olmadığı hatırlatılarak, onu dikkatli kullanmanın dini ve insani bir sorumluluk olduğu dile getirildi.
“İsraf, kul hakkıdır; haramdır”
Hutbede, Yüce Allah’ın “Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.” (A’râf, 31) ayeti hatırlatılarak, suyu gereksiz yere kullanmanın israf olduğu ve bunun dinen haram kabul edildiği bildirildi. Peygamber Efendimiz’in (s.a.s) “Akan bir nehirden bile abdest alırken suyu gereksiz kullanmak israf olur” hadisiyle, günlük hayatın her alanında bilinçli su tüketiminin önemine dikkat çekildi.

“Su kirletilmemeli, toplumsal sorumluluk unutulmamalı”
Suyun sadece fazla kullanılması değil, kirletilmesinin de büyük bir vebal olduğu belirtilen hutbede, kimyasal atıkların ve çöplerin su kaynaklarına zarar vermesinin hem insanlar hem de diğer canlılar için büyük bir tehlike oluşturduğu ifade edildi.
“Su, Allah’ın rahmetidir; kimse kendi malı gibi göremez”
Hutbe metninde, “Benim imkânım var, istediğim kadar su harcarım” düşüncesinin yanlış olduğu vurgulanarak, suyun güçle, parayla ya da teknolojiyle değil, Allah’ın dilemesiyle var olduğu hatırlatıldı. Kur’an-ı Kerim’den “Suyunuz çekilip kayboluverse, size kim temiz bir su kaynağı getirebilir?” (Mülk, 30) ayetiyle bu gerçeğin altı çizildi.

“Sorumluluğumuzu yerine getirelim”
Hutbenin sonunda, kuraklık, çevre kirliliği ve bilinçsiz tüketim nedeniyle temiz su kaynaklarının her geçen gün azaldığına dikkat çekilerek, toplumsal duyarlılığın artırılması gerektiği vurgulandı. Ağaç dikilmesi, su kaynaklarının korunması, hayvanlar için su kapları hazırlanması gibi somut önerilerde bulunuldu.
Dua ile tamamlandı
Hutbe, Peygamber Efendimiz’in şu duası ile sona erdi: “Bizi yediren, suya kandıran, bizim ihtiyaçlarımızı gideren ve bizi barındıran Allah’a hamdolsun!”




