64 Yıllık Göç, “Vatan”a dönüşen bir hayat.

Abone Ol

Almanya ile Türkiye arasındaki işgücü göç anlaşmasının 64. yıl dönümü, geçtiğimiz ay 30 Ekim 2025'te çeşitli etkinliklerle kutlandı. Bu anlaşma, 1961'de imzalanmasıyla başlamış olup, Almanya'daki Türk toplumu için bir dönüm noktası olmuştur ve bu tarih, göçün yarattığı toplumsal dönüşüm ve Türklerin Almanya'ya katkıları açısından önemli bir vurgu haline gelmiştir.
Almanya'daki Türk nüfusu, vatandaşlığa göre değişmekle birlikte 2023-2025 verilerine göre
Vatandaşlığa Göre Dağılım (2023-2025 verileri)
Sadece Türk Vatandaşı: Yaklaşık 1,3 ila 1,5 milyon kişi.
Türkiye Kökenli Alman Vatandaşı:
Yaklaşık 1,5 ila 1,6 milyon kişi.
Çifte Vatandaşlar: Yaklaşık 338 bin kişi.
Toplam Türkiye Kökenli Nüfus: Yaklaşık 3 milyonun üzerinde.
Gurbetin vatana dönüştüğü neslin bir evladı. Yozgatın merkezden benimde yakın köylüm Almanyanın başkenti Berlin şehrinde yarım asıra yakındır yaşayan gönül insanı hemşehrim Adem Karaca’nın hikayesini okuyacağız.
Türkiye ile Almanya arasında 1961’de imzalanan işgücü anlaşması, sadece iki ülke arasında yapılmış bir protokol değildi; binlerce ailenin kaderini, geleceğini ve hayat yolculuğunu da şekillendirdi. O kuşağın her bir ferdinin bir hikâyesi vardı… ve bizim hikâyemiz de onlardan biriydi.
Gurbetin vatana dönüştüğü neslin bir evladı olan Ben Adem Karaca;
“Yozgatlı Babam, 1969 yılında Almanya’ya geldiğinde niyeti basitti: Biraz çalışacak, para biriktirecek ve memleketine geri dönecekti. O zaman kim bilebilirdi ki bu “geçici” yolculuğun on iki yıl sürecek bir hasrete dönüşeceğini… Gurbet, babamın omuzlarına ağır ağır çökerken, memleket özlemi her geçen gün biraz daha büyüdü.
Sonunda bekleyiş sona erdi. Babam, önce Mahmut abimi, sonra annemi ve Hasan abimi; 1981 yılında da beni yanına aldı. O gün anladım ki, bizim için Almanya artık sadece bir gurbet değil, yeni bir hayattı… Yavaş yavaş, sessizce ama sağlam adımlarla, bir “Vatan”a dönüşen bir hayat.
Babalarımız fabrikalarda alın teri döktü; bizler burada okullara gittik, meslek sahibi olduk. Bizden sonraki nesiller ise üniversitelerde eğitim aldı, yaşadığımız topluma değer kattı. Bir zamanlar aynı köyden, aynı çevreden evliliklerin yapıldığı ailelerimiz, şimdi Almanya’nın farklı şehirlerine, hatta dünyanın farklı ülkelerine dağıldı. Büyüdük, çoğaldık, kök saldık.
Öyle ki artık mezarlıklarımız bile burada… Vefat edenlerimiz, ailelerinin isteğiyle bu topraklara defnediliyor. Çünkü burası artık bizim evimiz, yuvamız, hatıralarımızın toplandığı yer oldu.
Dün türkülerde acıyla anlatılan “gurbet”, bugün bizim çocuklarımızın, torunlarımızın büyüdüğü bir Vatana dönüştü.
Ve biz, o yolculuğun tanıklarıyız…
Almanyanın en büyük sivil kitle kuruluşumuz olan Diyanet Türk İslam Birliği DİTİB Genel merkezi Cami imamları Cuma hutbesin Almanya’ya Göç hutbesi okunmuştu, Okunan hutbede,
“Bu beldelere çalışmak için gelen ilk nesil büyüklerimiz, “İnsan için yalnızca kendi çalıştığının karşılığı vardır” ayetine güvendiler. Peygamberlerinin (s) hicretinden aldıkları cesaretle yepyeni bir umuda yelken açtılar. Başlangıçta kısa bir süre çalışıp geri dönmek üzere bu topraklara gelen büyüklerimiz, yerleşik aile düzenine geçmeleriyle birlikte dönüş planlarını ertelemek zorunda kaldı. Zaman hızla akarken çocuklar büyüdü, evlendi ve çoluk-çocuk sahibi oldu. Çocukları ve torunları büyütelim derken sayılı nefes de ömür de tükendi.
Sayıları her geçen gün azalsa da bugün aramızda ilk nesil büyüklerimizin de var olduğunu bilmek, onlarla sohbet edip hatıralarını dinlemek gerçekten büyük nimet. Rabbim bu coğrafyalara dinimizi, kültürümüzü, medeniyetimizi taşıyarak bu beldeleri Müslümanlarla tanıştıran tüm büyüklerimizden razı olsun.”
Evet Ahirete irtihal eden büyüklerimize Yüce Allah rahmet eylesin. Hayatta olanlara sağlık sıhhat afiyet versin. Gurbet vatanda nice yıllara.