Bir insan, her şeyini kaybettiğinde neyle ayakta kalır?
Avusturyalı psikiyatrist Viktor Emil Frankl, bu sorunun cevabını kendi hayatıyla verdi.
Yıllarca Nazi toplama kampında kaldı, ailesini kaybetti, ölümle burun buruna yaşadı.
Ama bir gün, o karanlığın içinde bir ışık yaktı ve dedi ki:
“İnsanı iyileştiren şey mutluluk değil, hayatın içindeki acıyı yönetmesi anlamlıdır. ”
Frankl, modern psikolojinin yönünü değiştiren logoterapi yöntemini geliştirdi.
Freud’un “haz arayışı”, Adler’in “güç isteği” yerine, insanın asıl güdüsünü “anlam arayışı” olarak tanımladı.
Çünkü insan, dış koşullar ne kadar ağır olursa olsun, tutumunu seçme özgürlüğüne her zaman sahiptir.
Üç temel ilkesi vardır:
1-Hayatın her durumda bir anlamı vardır; acıda, hastalıkta, ölümde bile.
2- İnsan, anlam arayışında yaşar.
3- İnsan, başına gelenleri değil, onlara verdiği anlamı kontrol eder.
Frankl, “İnsanın Anlam Arayışı” adlı eserinde şöyle der:
“İnsanın elinden her şey alınabilir, ama bir şey asla alınamaz: Her durumda kendi tutumunu seçme özgürlüğü.”
Bugün bu sözü en çok Gazze’de görüyoruz.
Çocuğunu, evini, ailesini kaybetmiş bir anne hâlâ “Elhamdülillah” diyebiliyorsa,
o sadece sabır göstermiyoranlamı bulmuş demektir.
Şehitlik gibi ilahi bir anlam yüklemesi, psikolojik direncin en yüksek hâlidir.
Bu, toplumsal travmayı bile direnişe dönüştüren iman temelli bir anlam terapisidir.
Logoterapi günümüzde sadece psikolojide değil, eğitimde ve manevi yaşamda da uygulanabilir.
Bir öğrenciye “Sınavı geçmek için çalış” demek yerine,
“Bir gün başkalarına faydalı olmak için öğren” demek,
onun kalbinde anlamı, zihninde motivasyonu büyütür.
Depresyon ya da kaygı yaşayan bir insan da,
“Neden ben?” demek yerine, “Bu bana ne öğretiyor?” diye sorduğunda şifaya yaklaşır.
Çünkü anlam, insanın en güçlü ilacıdır.
Maneviyatla birleştiğinde, kalpte sükûnet, zihinde umut doğar.
Acının içinde anlamı gören insan, yenilmez hale gelir. Korkusuzca dünyaya meydan okur.
Frankl’ın dediği gibi,
“Hayatta her şeye rağmen evet diyerek yoluna devam eden insan, asla kaybetmez.”
Acının İçindeki anlam
İnsanı ayakta tutar.
İnsan, anlam bulduğu sürece hiçbir fırtına onu yıkamaz.
Hayata anlam katmak, hem en derin tedavi hem de en güçlü direniştir. İnsan, dış koşulları değiştiremese bile, onlara karşı tutumunu seçme özgürlüğüne sahiptir. İşte bu özgürlük, insan ruhunun en büyük gücüdür.
Ve unutmayalım:
Acı kaçınılmazdır, ama çaresizlik değildir.