Kışlalı, siyasi kariyerine Adalet Partisi'nde başladı. 1965 ve 1969 yıllarında milletvekili seçilen Kışlalı, bu dönemde Türk siyasetine hızlı bir giriş yaptı. Adalet Partisi'nin ardından Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'ne (CKMP) geçiş yaptı ve bu partinin siyasi danışmanlığını üstlendi. CKMP'nin feshedilmesinin ardından Cumhuriyet Halk Partisi'ne (CHP) üye oldu.

Siyasi Yazıları ve Yazarlık Kariyeri

Ahmet Taner Kışlalı, siyasetle beraber yazarlık kariyerine de atıldı. Özellikle siyasi konularda yazdığı makaleler ve kitaplar, Türk siyasetini etkileyen önemli eserler arasında yer aldı. 12 Eylül 1980 askeri darbesinin ardından tutuklanarak cezaevinde geçirdiği dönemlerde yazdığı eserler, demokrasi, insan hakları ve siyasetin güncel sorunlarına dair önemli düşünsel katkılarda bulundu.

12 Eylül Darbesi ve Sonrası

Kışlalı, 12 Eylül askeri darbesinin ardından birçok aydın gibi tutuklandı. Tutuklandıktan sonra bir süre cezaevinde kaldı ve çeşitli dergi ve gazetelerde yazdı. Bu dönemde demokrasi ve insan hakları konularındaki yazılarıyla tanındı. 1984 yılında serbest bırakıldıktan sonra siyasi kariyerine devam etti.

Siyasi Cinayet ve Suikast

Ahmet Taner Kışlalı, Türk siyasetinin karanlık yüzünü gösteren bir trajik olayın kurbanı oldu. 1999 yılında Ankara'daki evinin önünde uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetti. Siyasi çevrelerde ve kamuoyunda büyük yankı uyandıran bu cinayet, Türk siyasetinin önemli bir kaybı olarak kabul edildi.

Mirasa Sahip Çıkma Hareketi

Kışlalı'nın öldürülmesinin ardından, "Kışlalı Mirasını Yaşatma ve Araştırma Derneği" kurularak, onun düşünce ve mirasını yaşatma amacı güdüldü. Dernek, Kışlalı'nın yazılarını ve fikirlerini gelecek kuşaklara aktarmayı hedefledi ve onun adını yaşatmaya çalıştı. Ayrıca Kışlalı'nın ölümü, Türkiye'deki siyasi cinayetlerin aydınlatılması gerekliliğini bir kez daha gündeme getirdi.

Ahmet Taner Kışlalı'nın Anısına Saygı

Ahmet Taner Kışlalı, ölümünün ardından Türkiye'de ve uluslararası düzeyde saygıyla anılan bir aydın olarak kaldı. Özellikle demokrasi, insan hakları, ve özgür düşünce alanlarındaki katkıları nedeniyle takdir edildi. Onun anısını yaşatmak ve fikirlerini gelecek nesillere aktarmak, Türk siyasetinin önemli bir sorumluluğu olarak kabul edildi.

Muhabir: Haber Merkezi