Taşkın, kamu görevlilerinin ortak ekonomik, sosyal ve meslekî haklarını koruması gereken sendikanın, emek gücünü kullanamadığını belirtti. Yetkili sendikanın siyasetle iç içe olduğunu dile getiren Taşkın, “Mücadele ediyormuş gibi göründükleri için memur ve emekli sefaletle baş başa bırakıldı” dedi.
“Reel olarak kayıplar büyüyor”
Memur-Sen’in toplu sözleşme masasına oturduğu günden bu yana kamu çalışanlarının kaybettiğini savunan Taşkın, “16 yıldır toplu sözleşme masasında bulunan yetkili sendika, ücret adaletsizliğinin asıl sebebidir. Vergi adaletsizliğine karşı baskı kuramıyor, çalışma barışını bozan uygulamalara sessiz kalıyor” ifadelerini kullandı.
Talepler ve teklifler arasında büyük fark
Yetkili konfederasyonun 2026-2027 dönemi için 10 bin TL taban aylığa zam, refah payı ve %25’e varan oranlarda artış talep ettiğini hatırlatan Taşkın, buna karşılık Kamu İşveren Heyeti’nin yalnızca %11+1000 TL taban aylık, ardından ise %4-7 aralığında zam teklifinde bulunduğunu aktardı.
Kalıcı refah payı, vergi oranının %15’te sabitlenmesi, vergi dilimlerinin yükseltilmesi, kreş ve 3600 ek gösterge gibi kritik konularda da ilerleme sağlanamadığını belirten Taşkın, “8077 TL seyyanen zam kök maaşa yansıtılmadı, bayram ikramiyesi verilmedi. Memur-Sen yine sınıfta kaldı” dedi.
“Geçim artık hayatta kalma mücadelesi”
Ülkedeki enflasyon gerçeğinin dikkate alınması gerektiğini vurgulayan Taşkın, bağımsız sendikaların kamu çalışanlarının haklarını savunmak için mücadele ettiğini söyledi.
Taşkın, Kamu Hakem Heyeti’ne çağrıda bulunarak, “Elektrik, su, doğalgaz, kira ve gıda gibi zorunlu ihtiyaçlara erişim zorlaştı. Geçim sıkıntısı artık hayatta kalma mücadelesine dönüştü. Kamu İşveren Heyeti anlamadı, umuyoruz ki Kamu Hakem Heyeti anlar. Refah payı ve taban aylığa zam yapılarak reel kayıplar giderilmeli” ifadelerini kullandı.