Belediyedeki günlerimiz bazen zor bazen de kolay olarak geçiyordu. Kamyonlarda çalıştığımız zamanlar kolay geçiyordu. İnşaat işlerinde vakit zor geçerdi. Kamyonlar tamperli olduğundan Yerköy'den kumu doldurduğumuz zaman Yozgat'a kadar kamyonun üstünde dinlenerek gelirdik. Belediyenin bir de 745 lik Man kamyonu vardı. Arada sırada bu kamyonda çalışırdık. Tahta kasalı bu kamyona düştük mü Allah belamızı verirdi. Çok yorulurduk. Bu kamyonu hem doldur hem de boşalt bizi mahvederdi. 16-17 tonluk yük alırdı. Bu kamyonu doldurmak büyük bir dertti. Bu kamyonu Aslan Tangöncü Abim sürerdi. Kendisi 6 sene önce rahmetlik oldu. Aynı zamanda belediye garaj amiriydi. Bu kamyonu bundan başkası süremezdi. Bir gün bu kamyonu Abbas Gürses Abime vermiş. Abbas Abim anlatırdı: “Çok acemilik çektim. Sorgun'a tam 4 saatte gittim derdi. Gelirken epey alıştım 1 saatte Yozgat'a geldim.” derdi. Sonradan çok rahat bir şekilde kullandı.
Bir gün Halil Ağa'nın Ford kamyonuyla Yerköy'den kum çekiyoruz. Kumu doldurduk. İğde ağaçlarının altında dinleniyoruz. Şoför Halil Ağa Dursun Ağa'ya takılmak için başka planlar hazırlıyordu. Halil Ağa burnundan ameliyat olduğu için burun kemiği yoktu. Elini burnuna çöktüğü zaman burnu dümdüz olurdu. Dursun Ağa dedi ki: “Bak benim burnuma. Şöyle bir bastırırsan burnum düpdüz oluyor. Aha şöyle dedi gösterdi. Gel senin de burnuna bakalım benimki gibi düpdüz oluyor mu?” dedi. Ben usulca Dursun Ağa'ya sakın yanına gitme. Burnuna vurup kanatacak dedim. Dursun Ağa da artık maymun gözünü açtı. Yanına geleyim de burnuma vurup kanatır mısın dedi. Yanına gitmedi.
Bir gün Dursun Ağa itfaiye çavuşlarının yanında dururken çavuşlardan biri Dursun Ağa al şu destiyi yanan hamamdan doldur. Oranın suyu iyi oluyor. Başka yerden doldurma diyor. Dursun Ağa da ne bilsin yanan hamamın kadınlar hamamı olduğunu. Yanlışlıkla kadınların soyunduğu kabinlere giriyor. Kadının biri gel de çamaşırımı giydir diye Dursun Ağa'yı tersliyor. Dursun Ağa utancından kıpkırmızı kesiliyor. Hemen ordan uzaklaşıyor. Bir daha beni suya hamama salman rezil oldum diyor. İtfaiyeciler de kasıla kasıla gülüyor.
Bir de Yakup Ağa diye bizimle çalışan gariban bir abimiz vardı. Hayatına küsmüş gibi çok durgun bir hali vardı. Bu da maviş gözlü, üzgün bakışlı bir abimizdi. İçine kapanık, çok konuşmaz kimseye takılmazdı. İyi çalışırdı. Sigarasını ağızlıkla içerdi. Ağızlığı hiç ağzından düşmezdi.
Bir gün şoför Kürdün Kadir'i kızdırmışlar. Kadir Abi bağırıp çağırıyor. Yakup Ağa da ona çatla Kadir patla Kadir diye konuşuyordu. Herkesi güldürüyordu. Kadir Abim çok sinirliydi. Ona takılıp kızdırmaktan zevk duyuyorlardı. Bir gün bir itfaiye çavuşu elindeki boş tenekeyi havaya atıyor teneke büyük bir gürültü ile Kadir Abimin ayağının dibine düşünce Kadir Abi çok korkuyor sıçrıyor. Ağzına gelen küfürü savuruyor. İtfaiyeciler de gülüyor. Bazen biri geliyor usulca başından tasla su boşaltıyor. Ona da çok kızıyor ağzına geleni sayıyor.
Kadir Abi araba sürerken biri geliyor hop hop Kadir Abi acele hemen dur. O da acı fren yapıp duruyor. Ne oldu diyor? Kadir Abi teker dönüyor diyor. Kadir Abi buna da ağzına geleni söyleyip gidiyor.
Kadir Abi'nin bir de atasözü vardı: "Laf biliyorsan konuş lafından ibret alsınlar, laf bilemiyorsan sükût et seni bir insan salsınlar." derdi. Bu sözü devamlı söylerdi. Bir gün Kadir Abi arabanın tamiri ile uğraşıyor. Bir türlü onaramıyor. Canı çok sıkılıyor. Bir tane arkadaş Kadir Abi'ye Kadir Abi onu şöyle yapsan olur herhalde dedi. Kadir Abi bu arkadaşa baktı baktı. Sonunda ona müstehcen bir şekilde cevap verdi. Arkadaş mahcup oldu. O şekilde cevap vermese iyi olurdu.
Kadir Abi'ye şoförler kahvesini önünde şoför arkadaşları takılıyor kızdırıyorlardı. Biri gelip başından tasla su döküyor. Kadir Abimi çok zor durumda bırakıyorlardı. O da çok sinirlendiği zaman kazağının altından beline doladığı zinciri çıkarıp savuruyordu. Haydi, gelin de göreyim şimdi diyordu.
Babam rahmetli olunca Kadir Abi'yi babamın et arabasına verdiler. Kadir Abi beni belediye halinde görünce çağırdı. Arabaya bindirdi. O an babamın sürdüğü arabada Kadir Abi'yi görünce başım öyle hızlı döndü ki duran et kamyonunu hızla geriye doğru gidiyormuş gibi hissettim. Kadir Abi araba geri kaçıyor fren yap dedim. Kadir Abi anladı. Yavrum senin başın dönüyor. Üzülme dedi. Baş sağlığı diledi. O da çok geçmeden rahmetli oldu.
Bir de Abbas Gürses Abim vardı. O da arasıra çok sinirlenirdi. Bizimle çalışan Yakup Ağa ona da “Cinli Abbas cinlendi, Cinli Abbas cinlendi” derdi. Herkesi güldürürdü.
Belediyenin bir de jipi vardı. Her zaman aynı yerde dururdu. Siyah bir köpek de devamlı bu jipin altında yatardı. Yakup Ağa bu köpeği ne zaman görse jipin iti gidiyor jipin iti geliyor derdi. Çok saf, gariban bir abimizdi.
Bugünkü anlatacaklarım bundan ibaret olup haftaya buluşmak üzere yazımı Yozgat Sürmelisi'nin bir beyiti ile bitiriyorum. Hepinize selamlar saygılar sevgiler...
Dola kollarını dursun boynumda
Ayrılık yoğudu benim gönlümde
Bu gecede misafirim koynunda
Sabah oldu diye uyartma beni.