Ankara’nın kuzeyinde yer alan ve köklü tarihiyle öne çıkan Çubuk, hem geçmişin izlerini taşıyan toprakları hem de günümüzdeki gelişimiyle dikkat çekiyor. 1402 Ankara Savaşı’na ev sahipliği yapmış olmasıyla dünya tarihine geçen ilçe; Selçuklu’dan Osmanlı’ya, Cumhuriyet’ten günümüze kadar pek çok dönemde stratejik önemini korudu. Atatürk’ün de birçok kez ziyaret ettiği ve sağlık projeleri için önerilerde bulunduğu Çubuk, bugün ise hem tarım hem de turizm potansiyeliyle öne çıkan bir merkez konumunda.
1402 Ankara Savaşı Bu Topraklarda Yaşandı
Çubuk Ovası, Osmanlı Sultanı Yıldırım Bayezid ile Timur arasında yaşanan 1402 Ankara Savaşı'na sahne oldu. Bu tarihi çatışma, Osmanlı Devleti’nde uzun sürecek bir siyasi karışıklığın da başlangıcı oldu. Savaşın izleri hâlâ bölgedeki köy ve mahalle isimlerinde yaşıyor. Esenboğa ve Mahmutoğlan gibi yerleşim yerleri, Timur’un komutanlarından izler taşıyor.
Atatürk’ün Vizyonu, Doğanın Zenginliğiyle Buluştu
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çubuk’a yaptığı ziyaretler, ilçenin önemini bir kez daha ortaya koydu. Karagöl’ün temiz havası ve doğal yapısından etkilenen Atatürk, burada verem hastanesi kurulmasını istemiş, Aydos Yaylası’na ise mandıra kurulması talimatı vermişti. Bugün Karagöl, doğa severlerin uğrak noktası haline gelmiş durumda. İlçenin bir diğer önemli noktası olan Çubuk-2 Barajı ise hem su temini hem de doğal güzelliğiyle öne çıkıyor.
Tarım alanında da güçlü bir yapıya sahip olan Çubuk, buğday, arpa, nohut, domates, vişne ve meyve çeşitliliğiyle Ankara’nın önemli üretim merkezlerinden biri. 90 bini aşan nüfusu ve Esenboğa Havalimanı gibi stratejik konumlarıyla Çubuk, tarihsel mirasını geleceğe taşıyan örnek ilçelerden biri olma yolunda ilerliyor.




