Azim ve inat: İnce bir çizgi

Abone Ol

Hayat, çoğu zaman iki kelime arasında geçer: azim ve inat. İkisi de bir tür ısrar, bir tür kararlılık gibi görünür. Ama birinin sonu ışığa çıkar, diğerinin sonu karanlığa. İşte mesele tam da bu ince çizgiyi görebilmektir.
Azim ile inat arasındaki fark, akıldır. Akılla direnme azim, akılsız direnme inattır.
İnat ederken çalışma, emek vermek zorunda değilsinizdir. Oturduğunuz yerden hiçbir şey yapmadan, sadece hayır diyerek de inat edebilirsiniz. Ama azim, emek ,çaba ,çalışma ister. tek fark akıl değildir. farklı kavramlar bunlar. İnat da azim de nefret barındırabilir. Birini yok etmek için azmetmiş olabilirsin. Zarar vermek için inat etmiş olabilirsin. hakkını almak için inat ediyor da olabilirsin. “inatçı” filminde olduğu gibi. Azim, akıllı inattır. İnat, akılsız azim.
Azim ile inat arasında üç belirgin fark vardır: Azimde mantık öndedir, inatta öfke duygusu. Azim sınırı bilir, inat sınır bilmez. Azim durmasını bilir, inat durmasını bilmez.
Azim; insanın yüreğinde filizlenen bir sabırdır. Rüzgâr esse de, fırtına kopsa da hedefine yürür. Yolunu planlar, gerektiğinde durur, yeniden dener. Azim, akılla dosttur, tevazu ile yoğruludur. Hata yapar ama ders alır. Yenilir ama pes etmez. Her düşüşten sonra kalkar, kalkarken de büyür.
İnat ise yola çıkarken kulağa aynı kararlılığı fısıldar, ama kalpte başka bir tortu bırakır. Gururu besler, aklı susturur. Yanlış yolda da olsa dönmez. “Ben”i büyütür, hakikati küçültür. İnsan bazen sadece başkalarına değil, kendine de inat eder; hayatı kendine dar eder.
Toplumlar da böyledir. Azimli toplumlar ayağa kalkar, üretir, gelişir. İnatçı toplumlar ise kendi içinde çatışır, birbirini tüketir. Ortak aklı değil, kör ısrarı büyütür.
Bilim bile bunu söyler: Azim beynin yeni yollar açmasını sağlar; inat beynin aynı çıkmazda dolaşmasına.
Din de bunu öğretir: Sabırla azmeden övülür, hakkı bile bile reddeden kınanır. Peygamberlerin azmi bir örnektir; kavimlerin inadı ise ibret.
O yüzden her kararın başında kendimize sormalıyız: “Bu yürüyüşüm azim mi, inat mı?” Azim yolsa, yürüyelim. İnat yolsa, duralım. Çünkü azim yolun sonunda aydınlık bir sabah vardır; inat yolun sonunda yalnızlık ve pişmanlık.
Hayat bazen bir cümleyle özetlenir: Azim insanı büyütür, inat tüketir. Hangi tarafa düşeceğimiz, hangi hayatı yaşayacağımızı belirler.
Zararı mı?
Ne yazık ki zararın bedelini sadece inatçılar değil, herkes öder.
Tarih bu bedelin gözyaşlarıyla, acılarıyla, kanlarıyla çizilmiştir. Sonunu başından görmeyenlerin yazgısıdır bu. Kişiler için de toplumlar için de…