Türkiye genelinde yürütülen belediye soruşturmalarına dair açıklanan resmi veriler, uzun süredir kamuoyunda tartışılan iddialara ışık tuttu. Muhalefet partilerinin sıkça dile getirdiği “soruşturmalar sadece muhalif belediyelere yöneliyor” söylemi, yeni verilerle birlikte farklı bir boyut kazandı. İçişleri kaynaklı verilere göre, soruşturmaların büyük bir kısmı iktidar partisine mensup belediyelerde yürütülüyor. Bu tablo, soruşturmaların tek bir siyasi çizgiye yönelmediğini ortaya koydu.
Soruşturmaların Neredeyse Yarısı AK Parti’li Belediyelerde
Açıklanan verilere göre, Türkiye’deki belediyelere yönelik yürütülen soruşturmaların %45’i AK Parti’li belediyeleri kapsıyor. Bu oran, toplamda 472 belediyeyi ifade ediyor. Bu durum, kamuoyunda sıkça dile getirilen “soruşturmalar yalnızca muhaliflere” eleştirisini zayıflatan önemli bir istatistik olarak öne çıktı. Yetkililer, bu dağılımın denetimlerin partiler üstü yürütüldüğünü gösterdiğini ifade ediyor.
CHP İkinci Sırada, MHP ve Diğer Partilerde Sayılar Daha Sınırlı
Listede ikinci sırada yer alan Cumhuriyet Halk Partisi’ne ait belediyeler hakkında yürütülen soruşturma sayısı 267 olarak belirlendi. Bu sayı toplamın %25,48’ine karşılık geliyor. CHP’li belediyelerin özellikle büyükşehir statüsünde olması nedeniyle bazı dosyaların daha çok dikkat çektiği, bu durumun da kamuoyunda “soruşturmalar muhalefete yöneliyor” algısını güçlendirdiği değerlendiriliyor.
MHP’li belediyelerde ise 78 soruşturma dosyası bulunuyor. DEM Partili belediyelerde 16 ve İYİ Partili belediyelerde 4 belediye hakkında işlem yürütüldüğü ifade ediliyor. Bu rakamlar, parti sayıları ile karşılaştırıldığında bölgesel yoğunlukların etkili olduğunu gösteriyor.
Farklı Partilere Ait 211 Belediye de Soruşturma Listesinde
Verilere göre geriye kalan yüzde 20’lik dilimde ise 211 farklı belediye yer alıyor. Bu grup; bağımsız yönetimler, yerel ölçekli siyasi partilere ait belediyeler ve küçük ölçekli partilerin yönetimindeki yerel idarelerden oluşuyor. Söz konusu istatistik, Türkiye genelinde yürütülen soruşturmaların sadece belli başlı partilere değil, çok daha geniş bir siyasi yelpazeye yayıldığını ortaya koyuyor.
