En başında başladı her şey…
Ülkede yeni bir sistem, yeni cumhurbaşkanlığı modeli ve o modelin tek cumhurbaşkanı yardımcısı, üstelik Yozgatlı.
Dün gibi hatırlıyorum Yozgat basını olarak bizleri konuk ettiği devletin en büyük makamında konuşulanları.
Yerelden Kalkınma Modeli ile başlayan sözlerin devamında Yozgat'ın derdiyle dertlenen, omuzlarında büyük devlet sorumluluğuna rağmen topraklarına olan vefa ile yeni bir kalkınma hamlesi başlatan bir devlet adamı olacağının mesajını açık seçik verdi Sayın Fuat Oktay…
O gün devletin en tepesinde söylenen sözlerin doyasıya da hazırdı. O anlarda yaşadığı heyecanı bugün de Yozgat'ın mevcut yapısına rağmen umutla muhafaza eden bir basın mensubu olarak kaleme alıyorum bu satırları.
O günden bugüne ciddi adımlar atıldı o büyük iradenin himayelerinde.
O irade yine milletin ta kendisi tarafından verilen desteğin iradesiydi.
Ciddi adımlar atıldı atılmasına ama Yozgat’ta ekonomik hayatın, üretim potansiyelinin artırılması adına yırtık o denli büyüktü ki, ne yama tutuyor ne de kolay kolay telafisi mümkün oluyor.
Geldiğimiz nokta bir değerlendirme yapmak gerekirse ben susayım Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hemşehrimiz Sayın Fuat Oktay konuşsun olmaz mı?
AK Parti İl Başkanlığının tertip ettiği iftar yemeğinde yaptığı konuşmanın Yozgat özelinde ana fikrini az sonra bir bölümünü okuyacağınız şu mesajlar oluşturdu.
Açık konuşmak gerekirse “öz eleştiri” ve “söz” isteme bölümleri ile perçinlese de ‘Yerelde Kalkınma Hamlesi’nin mihmandarı olanlar da dahil yapılan konuşmadan çok fazla kimsenin üstüne alındığını düşünmüyorum.
Oturduğu yerden alkışlarla ‘sözzz’ diye ses verenler başta olmak üzere bu şehrin her yöneticisi, siyasi partisi, kamu yöneticisi, muhtarı ve dahi tüm bireyleri sorumlu bu sözden.
Son bölümde ifade edeceğimizi şimdi Sayın Oktay’ın ağzından dile getirelim:
- … Gündemimizin önemli bir kısmı Yozgat merkez ve ilçeleri ile çevre illeri de pozitif etkileyecek şekilde gelişmesine ayırdığımız gayretlerimizi yakından takip ediyorsunuz. Üreten, kalkınan, göç vermeden bölgede değer oluşturan bir Yozgat hedefi ile tüm kurumlarımız ile gerçekleştirilen çalışmaları takip ediyor, vatandaş odaklı bir yaklaşımla daha iyisi için çabalıyoruz.
Yaşanan gelişmeler Yozgat’ın üretimini, ihracatı artırmak, özellikle bu alanda kalkınma hamlesini yerelden hızlandırmak için aslında hayati fırsatlar sunuyor. Çiftçimizin, hayvancılıkla uğraşan hemşehrilerimizin, ticaret erbabımızın yanında olduğumuzu her fırsatta söyledik, ifade ettik, yanında olduk, olmaya da devam edeceğiz. Yeter ki fırsatları görerek katma değer üretmek için adım atalım.
Bu yönde atacağınız her adım ülkemize ve şehirlerimize sayısız katkı olarak dönecektir. Biz ısrarla yerli, milli üretim diyoruz, sanayi diyoruz. Biz bunları diyeceğiz ama ısrarla ben ta ilk günden itibaren sizlerle ve bütün sivil toplum örgütleri ile, kamu ve özel sektörle bir araya geldiğimizde sizlerden söz aldık ama (Bu amayı kullanmak istemezdim. 3-4 yıl sonra bu amayı hep birlikte bir öz eleştiri anlamında kullanmak istedim) hep birlikte kalkınma hamlesinde tek bir ses olmakta yeterli olamadık.”
Diyor Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı.
Neden yeterli olamadık kısmını konuşmak ister misiniz/miyiz!
Yozgat adına irade alması gereken başta siyasi cenah olmak üzere, şehrin temsil makamını oluşturan en alt birimine kadar sözüm o dur ki, ‘Yürü, hâlâ ne diye oyunda oynaştasın’ diyor ya şair, işte orada kalıyor bazen tüm şehir ahvali.
Söz verirken bir siyasi slogan, bir sade karşılık, ağızdan çıkan ses olarak değil kalbin, beynin ve bedeni iradenin tesiri olmalı.
Ankara’nın umudu Yozgat’ta sönmemeli.
Yıllarca bu hakikat üzerinde kalem oynatmaya, sadece Yozgat’tan tarafa olmaya gayret eden bu şehrin evladı bir gazeteci olarak Sayın Oktay’ın ortaya koyduğu iradeyi evladımın gözlerinde görmek istediğim yarınlar kabul ediyorum.
Aslında bu aşamada konuşulması gereken, zülfiyâre dokunacak o kadar çok sözüm var ki.
İsterseniz şehrimizin güzel insanlarının kalbine dokunması umudu ile Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın Yozgat programındaki şu ifadelerini hatırlayalım:
“Biz Yozgat olarak ve Yozgatlı olarak burada söz vermiştik, bu sözümüzden geri kalamayız. Ne zaman olursa olsun, hiçbir şey için geç kalınmış değildir. Ve sizinle baştaki ahitleşmemiz hiçbir zaman geride kalmış değildir. Teşkilatlar olarak, Cumhur İttifaklarının teşkilatları olarak ve hatta tüm siyasi partilerin teşkilatları olarak herkesin bu gemiye atlaması gerekiyor. Bu milleti seviyorsak, bu ülkeyi seviyorsak, bu vatanda bir ve beraberiz, başka da gidecek yerimiz yok diyorsak -ki Yozgat ve Yozgatlı zaten bunu söylüyor, bunun için gözünü kırpmadan şahadete gidiyor- burada yol yürümek zorundayız. Buradan geri duramayız.
Biz elimizden geleni yapıyoruz, Yozgat için yapmaya çalışacağız ama bunu hep birlikte yapacağız.
Yani siz yerelde, burada çalışmazsanız, üretmezseniz, yatırım yapmazsanız, istihdam oluşturmazsanız, ihracat yapmazsanız, arzu ettiğimiz hedeflere ulaşmamız zor olur. 81 ilimizin ve her bir ilçemizin buna katkı vermesi gerekiyor. Ben Yozgatlı hemşerilerimizden, sizlerden ve teşkilatlarımızdan bunun sözünü bir kez daha almak istiyorum. Varmıyız buna, varmıyız arkadaşlar. Biz bir araya geldiğimizde iftar sofralarında, akşam sohbetlerinde ve dışarıdaki sohbetlerimizde ilimizi ve ilçelerimizi nasıl geliştireceğimizi, milletimizi ve memleketimizi, vatanımızı, ülkemizi nasıl geliştireceğimizi konuşmamız gerekiyor, bununla dertlenmemiz gerekiyor. Bununla dertli olduğunuzu biliyorum, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hepimiz bununla dertliyiz.”