Bir fotoğrafın anlattıkları!

Abone Ol

Bazı fotoğraflar vardır…
Sadece bir anı değil, bir anlam taşır.
O karede ne ışığın açısı ne kadrajın dengesi önemlidir -esas olan, o fotoğrafın taşıdığı ruhtur.
Geçtiğimiz günlerde o ruha dokunan bir fotoğraf düştü Yozgat’ın gündemine, daha doğrusu anlamı dünden bu güne bu günden de yarına sirayet eden-edecek olan bir ziyaret!
Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, üniversitenin kurucu rektörü, bugün ise Türkiye’nin savunma sanayisinin gurur isimlerinden ASFAT Genel Müdürü Prof. Dr. Mustafa İlbaş’ı ziyaret etti.
Kimi için bir nezaket ziyaretiydi…
Kimi için iki bilim insanının bir araya gelişi.
Ama aslında bu ziyaret; bir vefanın, bir kökün ve bir şehir bilincinin yeniden ayağa kalkışıydı.

GEÇMİŞE VEFA YOZGAT’A UMUT!

Prof. Dr. Mustafa İlbaş, Yozgat’ın ilmi gücünü devlet aklıyla buluşturmuş bir isim.
Kurucu rektör olarak Bozok Üniversitesi’nin temellerine sadece bina değil, bir vizyon inşa etti. Ruhu ile çalıştı, Yozgatlı kimliğinin içine ailesinin gücünü de katarak çalıştı.
Üniversitenin logosundan üniversite kurumsallığına gidecek yolun temellerine kadar her bir şeyi mesaisiz düşündü!
Bugün ise Türkiye’nin savunma sanayisinde stratejik görevlerde…
Yani, Yozgat’ın yetiştirdiği yiğitlerden biri, bu toprakların emeğini dünyaya taşıyanlardan.
Prof. Dr. Evren Yaşar ise bayrağı devralan, Yozgat Bozok Üniversitesi’ni bilimde, sağlıkta, üretimde örnek kılan bir lider.
Birinin kurduğu temele, diğeri emeğiyle güç katıyor.
Sadece emek mi! İyi bir asker hekim, vatan sever, devlet adamı, tevdi edilen görevi hiç düşünmeden kabul edip Yozgat için çalışan bir rektör hoca ama sanki bizden de biri.
Ve bu iki değerin bir araya gelişi, sadece bir fotoğraf değil -bir anlayışın, bir zihniyetin yeniden can buluşudur.

YOZGAT’IN RUHU YENİDEN HATIRLANIYOR

Yozgat, bazen bir şehirden ötesidir.
Bir ruhtur, bir duruştur, bir aidiyettir.
O ruh, bugün bu karede yeniden can buldu.
Aslında son dönemde özlediğimiz, aradığımız, üzerimizdeki ağır topraklardan silkelenme adına ihtiyaç duyduğumuz hareketin ete kemiğe bürünmüş haliydi bu ziyaret.
Bu buluşma bize bir kez daha hatırlattı:
Bir şehrin kalkınması, sadece yollarla, binalarla değil; insanları arasındaki vefayla olur.
Geçmişine sahip çıkmayan şehirler geleceğine yön veremez.
İşte Yozgat’ın bu fotoğrafta verdiği mesaj da tam budur:
“Biz, geçmişimize vefalıyız; geleceğimize kararlıyız.”
Siyasete de, bürokrasiye de, üniversite camiasına da düşen görev aynı:
Birbirine sırtını dönmeden, elini uzatarak yürümek.
Kimin nerede olduğuna değil, ne yaptığına bakmak.
Kimin adının geçtiğine değil, kimin iz bıraktığına inanmak.
Belki bir fotoğraf karesiyle başladı bu hikaye…
Ama o kare, Yozgat’ın geleceğine atılmış bir imza oldu.
Vefanın, emeğin, ortak hedeflerin buluştuğu bir imza.
Bir şehir için bundan daha anlamlı bir manzara olur mu?
Yozgat için, Türkiye için…
Bir fotoğrafın dili bazen kelimelerden daha gür çıkar.
Tabi tüm mesele o fotoğrafa bakabilmek de!