Üniversiteye dair bakış açımı, daha doğrusu Yozgat’ın bakış açısını kaleme aldığımda kimi zaman üniversite yöneticileri “Yok canım o kadar da değil, çok fazla misyon yüklemişiniz” diyor.
Halbuki misyon yüklemek ya da üniversiteyi faydanılması gereken meta olarak gösterme niyeti ile kaleme alınmıyoruz üniversiteye dair yazılar ve haberler.
Üniversite nasıl kuruldu Yozgat’ta? Yozgatlı hangi şartlardan bu günlere geldi?
Daha bunun gibi pek çok sorunun yanıtını verebilecek kadar Yozgat’ta yaşamış olmak gerekiyor bizim üniversiteye bakış açımızı tahlil edebilmek için.
O yüzden dünkü devir teslim töreninedair kelam ederken Yozgatlı’nın üniversiteye bakış açısını ve dünden bu güne gelinen noktayı hatırlamak gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle Bozok Üniversitesi’ne 4 yıl boyunca samimiyetle hizmet eden Sayın Prof. Dr. Salih Karacabey’e verdiği emeklerden dolayı teşekkür ediyorum. Üniversitenin dününe
baktığımızda müstakil hüviyetini kazanmasının ardından “Yolsuzluk” ve “FÖTE Operasyonları”na maruz kalan, bu anlamda Türkiye’nin en fazla öğretim görevlisini
kaybeden üniversitesi oldu.
Bu anlamda Sayın Karacabey’e ortaya koyduğu çalışmalardan ötürü teşekkür etmemek haksızlık olur. Allah yolunu, bahtını açık etsin, sağlıklı ömürler versin. Ve Sayın Prof. Dr. Ahmet Karadağ. Bizi tanıyanlar, gazetecilik mesleğindeki duruşumuzu uzaktan da olsa tahlil edenler, takip edenler bilirler, kesinlikle umutsuzluk tohumu ekmedik bu topraklara.
Ki, göz bebeğimiz üniversitemize dair kelam ederken geçmişte ne yaşanırsa yaşansın
hakikatleri dile getirir, doğruları kimi zaman gazetemizde, ya da televizyon ekranlarında kamuoyu ile kimi zaman ise muhatabı olan yöneticilerle özel görüşmelerde dile getiririz.
Sayın Karadağ, Yozgatlı. Yani ne bu şehrin ne insanına ne de üniversitenin dünü ve bu gününe yabancı biri değil.
İnanın bu bile başlı başına bir avantaj. Sayın Karadağ ile dün ki devir teslim töreni sonrasında sohbet etme imkanımız oldu, projelerini, üniversiteye dair yürüteceği
çalışmaları paylaştı. Her zaman şunu söylerim, heyecanın yansımasıdır hayaller.
Hayaliniz yok ise sorumluluk alanınızdaki makama, ya da yaşadığınız ilçeye, mahalleye, köye, ailenize, yapacağınız hiçbir şey yok demektir. Ayağının tozu ile bizlerle projesini paylaşmış olmasını, yüreğinde hissettiği heyecanın da bir yansıması olarak görüyorum.
O heyecanın sürekli diri durması, üniversitenin şehirle bir bütün olması, bu anlamda şehre fikir, misyon ve gelecek anlamında değer katması adına bizler de üzerimize düşen
sorumluluğu yerine getirmeye hazırız.
Buradan Sayın Rektör Prof. Dr. Ahmet Karadağ’a bir de teşekkür etmek istiyorum; kendileri tebrik için çiçek gönderilmemesini, onun yerine öğrencilere burs ya da şehit aileleri hesabına açılan hesaba bağışta bulunulmasını istedi. Tebrik ediyorum duyarlılığından ötürü. Dilerim yeni dönem üniversite için aydınlık, Yozgat için ise kendini aydınlatan üniversitenin aydınlığı ile yol bulunan yıllar olmasını diliyorum.
Üniversitemize, Yozgat’ımıza ve Sayın Karadağ’a hayırlı, uğurlu olsun.