Bu müjde kime, sana, bana, O'na mı?

Abone Ol

Karamsar değilim…

Mesele Türkiye, mesele Yozgat ise karamsarlığın “K”sı yoktur lügatimde.

Hele hele dün Başbakanın grup toplantısında duyurduğu müjdeyi, bir gün sonra karamsar bir tabloyla sabote edecek kadar gözü dönmüş bir basın mensubu hiç değilim.

Dünü unutmayan bir Türk vatandaşıyım…

Dün, esnafın faizler altında can çekiştiği,

Dün, Türkiye Büyük Millet Meclisi bahçesinde yazar kasasını atacak kadar isyan uçurumunun kenarına gelmiş umutsuz esnaf çehresini,

Dün, siftah etmeden kepek kapatan esnaf profilini,

Dün, sigorta, vergi borcu altında inim inim inleyen çaresizleri,

Dün, bir gecede iflas edenleri,

Dün, bir gün sonrayı hesap edemeyen esnafı da vatandaşı da biliyor, hatırlıyorums.

Dün Başbakan Binali Yıldırım’ın “Esnafa verilen kredi limitini 150 bin TL’den 200 bin TL’ye yükselttik” açıklamasını memnuniyetle karşılayanlardanım.

Yozgat gibi ekonomisi tıpkı coğrafi yapısı misali iki dağ arasına sıkışıp kalmış şehirler için can suyu olacak bir açıklamaydı Sayın Başbakanın açıklaması.

Bu işe TESKOM’un öncülük edecek olması, böylesine müstesna ve dev bir sivil yapılanmanın başında bizden, bu topraktan birinin, üstelik şehrin milletvekilli hüviyetine sahip bir siyasetçinin başkanlık ediyor olması ayrı bir umut ışığı yakıyor.

Sayın Abdulkadir Akgül’ün bu noktada Yozgat’a pozitif ayrıcalık sağlayacağını pekala inanıyor/ümit ediyorum.

Fakat vakit geçmeden, henüz Başbakan bir müjde açıklamışken Yozgat’ta yaşanan bir problemi de yüksek sesle dile getirmek gerekiyor.

Bu problemi Sayın Akgül de çok iyi biliyor ve çözüm üretmek adına daha önce bir hayli gayret sarf etti.

Yozgat gibi ekonomisi pamuk ipliğine bağlı şehirlerde maalesef bu tür müjde yüklü kredilerden küçük ve orta büyüklükteki işletmeler istifade edemiyor.

Küçük ve orta büyüklükteki esnafa cansuyu olması için çıkarılan cazip krediler daha çok büyük işletmelerin işine yarıyor.

Yani amaç büyük oranda hasıl olmuyor.

Bankaların kara liste diye tabir edilen borçlu ya da bir şekilde öncesinde borçlanmış ödeyememiş esnafı muaf tutuluyor.

Kimi zaman bu durum bankaların genel politikasından kaynaklanıyor, kimi zaman ise işgüzarlıklarından.

Hem siyasetçi hem de TESKOMB’un başkanı olmasına karşın Akgül de bir önceki dönem KOSGEB kredilerinin kullandırılmasında bankaların inadını kıramadı.

Verilen mücadeleyi yakinen bilen biri olarak ortada bir yanlış/eksik var demek istiyorum.

Ya bankalar devlet-i aliyenin talimat ve direktiflerine bir nevi kafa tutuyor, ya da Ankara’daki hesap Yozgat’a uymuyor.

Başta da ifade ettiğim gibi, karamsar değilim, lakin zaman tam da gerçekçi konuşma zamanı.

Bir önceki dönem Yozgat’ta yaşanan bu probleme bu dönem bir çare bulunmaz ise Başbakanın müjdesi, küçük ve orta ölçekli işletmeler yerine büyük ve daha zengin işletmelere müjdeler olsun şeklinde yansıyacak.