Mimari detaylarıyla dikkat çeken tarihi minare, yüzyıllara meydan okuyarak günümüze ulaşan nadir yapılardan biri olma özelliği taşıyor.
1492 yılında inşa edilen Şahruh Bey Mescidi’nden günümüze yalnızca batı yönündeki minare kalabildi. Caminin kendisi zamanla yıkılırken, kare kaideli, yuvarlak gövdeli ve klasik konik külahlı bu tarihi minare, titizlikle korunarak günümüze kadar ulaştı. Dönemin tuğla işçiliğini ve mimari üslubunu yansıtan minare, özellikle tarih ve mimari meraklılarının ilgisini çekiyor.

Aynı Alanda Dört Farklı Minare
Tarihi kaynaklara göre, orijinal yapıda iki minare bulunuyordu. Ancak günümüze sadece biri ulaşabildi. Cumhuriyetin ilk yıllarında yıkılan caminin yerine yeni bir cami ve ona ait bir minare inşa edildi. 1990’lı yıllarda bu cami de yıkılarak, yerine iki minareli yeni bir cami yapıldı. Böylece, aynı alanda üç farklı dönemde inşa edilmiş toplam dört minare yer alıyor.

Dron ile kaydedilen görüntülerde, bu dört minarenin farklı mimari tarzları dikkat çekiyor. Farklı yüksekliklerde ve tasarımlarda olan minareler, adeta geçmişten bugüne uzanan bir zaman yolculuğu sunuyor.

Halk Sahip Çıkıyor
İlçe halkı, tarihi yapıya büyük önem veriyor. Çandır sakinlerinden Abdullah Karabulut, “Burası tarihi bir eserimiz. Mevcut cami yıkıldı ama tarihi eser olduğu için minare kaldı. Gelen turistler fotoğraflarını çekiyorlar” diyerek yapının önemine dikkat çekti.

Ayhan Özyurt ise, “Çandırlı olarak sahip çıkıyoruz. Gelenler fotoğraf çekiyor, bakımı yapılıyor. Çandır’da birkaç yapı daha var; köprü, cami, minare. Biz de sahip çıkıyoruz” şeklinde konuştu.

Yapılan çevre düzenlemeleri ve halkın ilgisi sayesinde, Şahruh Bey’in yadigârı olan bu minare ve çevresindeki yapı grubu, Çandır’ın kültürel mirasına ışık tutmaya devam ediyor.




