Bölgenin geçmişi, Dulkadiroğulları Beyliği’ne kadar uzanıyor. İlçenin tarihsel gelişimi, Osmanlı döneminde aldığı şekille birlikte bugünkü konumuna ulaşmış durumda.
Dulkadiroğulları Dönemi ve Kılınç Abdal Zaviyesi
Çayıralan’ın bilinen ilk önemli tarihi gelişmelerinden biri, Dulkadiroğulları Beyi Sultan Alaüddevle Bozkurt Bey’in (1479-1515), bölgede Kılınç Abdal Zaviyesi’ni yaptırmasıyla başlıyor. Ancak o dönemde henüz bölgede köy yerleşimi bulunmuyordu. Bu dönemde yalnızca “Çayır Şeyhi” ve “Karalu” gibi mezralar (küçük tarımsal yerleşim alanları) vardı.
Osmanlı Hakimiyetine Geçiş
1515 yılında Osmanlı ordusunun Turnadağ Savaşı’nda Dulkadiroğulları Beyliği’ni mağlup etmesiyle bölge Osmanlı topraklarına katıldı ve Bozok Sancağı'na dahil edildi. Sancağın ilk beylerinden biri olarak bilinen Çerkez İsa Bey, bölgedeki idari yapılanmada önemli rol oynadı.

Çerkez İsa Bey’in Vakfı ve Türkmen Yerleşimi
Osmanlı döneminde Bozok Sancağı’nın merkezi olan Akdağ kazasının sınırları içinde yer alan Çayır Şeyhi köyü, doğrudan Çerkez İsa Bey’in çiftliği üzerine kuruldu. İsa Bey’in vakfettiği bu topraklara Halep’ten göç eden Karalu Cemaati yerleştirildi. Bu cemaat, Oğuzların Beydili boyuna mensup Türkmenlerden oluşuyordu. 1530 yılı Osmanlı tapu kayıtlarında, Karalu Cemaati’nin Çayır Şeyhi köyünde yaşadığına dair bilgiler yer alıyor.
İskân Politikaları ve Çayıralan’ın Kuruluşu
Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman dönemlerinde uygulanan iskân politikaları sayesinde, bölgedeki mezralar zamanla köyleşti. Bu süreç, günümüzdeki Çayıralan ilçesinin temellerinin atılmasını sağladı. Ziraat yapılan alanlar ve kışlaklar etrafında kurulan yerleşimlerle bölge, kalıcı bir yaşam alanına dönüştü.
Osmanlı’dan Cumhuriyet’e İdari Yapı
Çayıralan, Osmanlı döneminde zaman zaman nahiye, zaman zaman ise kaza merkezi olarak idari sistemde yer aldı. Cumhuriyet döneminde ise 1948 yılında resmi olarak ilçe statüsüne kavuştu. İlçenin uzun tarihi boyunca farklı devlet ve beyliklerin egemenliği altında kalması, zengin bir kültürel mirasın oluşmasına katkı sağladı.
Arkeolojik Önemi de Büyük
1930’lu yıllarda bölgede bulunan Hitit Kraliçesi’ne ait mezar kalıntıları, Çayıralan’ın sadece tarihi değil, arkeolojik açıdan da büyük öneme sahip olduğunu ortaya koyuyor. Bu bulgular, ilçenin askeri ve stratejik açıdan tarih boyunca önemli bir noktada yer aldığını gözler önüne seriyor.




