Sabah kalkıp uyanıyoruz güne küresel salgının yol açtığı zarar ziyanı duyup öğrenerek başlıyoruz. Gece yatana kadar gün boyu sabah, öğlen, akşam onu duyuyor, işitiyor, yaşıyoruz. Şimdi üstüne üstlük bir de bu stresli dönemde beni okumak zorunda kaldınız ama anlatacaklarım her gün duyup karşılaştıklarınıza farklı bir yorum ve bakış açısı getirebilir.
Fazla uzağa gitmenize lüzum yok. Şöyle kabaca bakın bir çevrenize, insanlar ne kadar hoyrat, kaba, hoşgörüsüz, daha bir düşmansı bakıyorlar değil mi? Sanki dokunsanız her an patlayacaklarmış gibi ortalıkta dolaşanların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bilmesek sanki böyle davranmaları, ortalıkta bu denli kontrolsüz dolaşıp moral bozmaları için özellikle seçilmişler diyebilirsiniz.
Bir yandan şiddet eğilimli donuk bakışlar, hareket ve tavırlar ama diğer yanda da gün geçtikçe içine kapanan, hayatından, eşinden, işinden, dostlarından, ailelerinden bıkıp usanmış insanlar. Dokunulsa ağlayacak tipler. Hayatım kaydı bana ne takılanlar. Her şeyde bir olumsuzluk arayanlar, dokunuşuyla, konuşmasıyla, sesiyle, suskunluğuyla çevresini karamsarlığa boğan ve sadece negatif enerji saçmak için yaşadıklarını sanan insanlar.
Corona geldi geldi bizi tam bu ikisinin arasına sıkıştırdı kaldı. Başka seçenek yokmuş gibi bir yanımızda saldırgan ve şiddet manyağı magandalar, diğer yanımızda ölsek de kurtulsak bakışlı, hayatından bezmiş benzerleri. Var mı üçüncü bir yol? Benim kişisel tavsiyem Almanyalılar’a bakın bol bol. Okuyun, bilginize bilgi katın, hayatın başka boyutları da olduğunu görün. Bakış açımızı değiştirmek, şartlara uyum göstermek ve yaratıcı uğraşılar içerisinde olmaktan daha verimli, güzel ve hoşnut edici ne olabilir sorarım?