Emekli Avrupalı Türklere bu hak verilmeli

Abone Ol

Türklerin Avrupa’ya işçi olarak gidişi esasen 1960’lı yıllarda başladı.
İkinci Dünya Savaşı sonrası Batı Avrupa ülkeleri hızla sanayileşip ekonomik büyüme yaşadı, ama iş gücü açığı oluştu.
Bunun üzerine, çeşitli ülkeler yabancı işçi alımı için anlaşmalar yaptı.
30 Ekim 1961’de Türkiye ile Almanya arasında “İşgücü Anlaşması” imzalandı. Bu anlaşma ile ilk Türk işçiler resmi olarak Almanya’ya gönderildi.
İlk kafile, 1961’in Kasım ayında Münih tren istasyonuna ulaştı.
Daha sonra Avusturya (1964), Belçika (1964), Hollanda (1964), Fransa (1965), İsveç (1967) gibi ülkeler de Türkiye ile işçi alımı anlaşmaları yaptı.
Başlangıçta “misafir işçi (Gastarbeiter)” olarak düşünülen bu göçmenlerin birkaç yıl çalışıp geri dönmeleri öngörülüyordu. Ancak çoğu kalıcı oldu, aile birleşimi yoluyla büyük Türk toplulukları oluştu. Sadece Almanyada Türk nüfusu üç milyona yakın.
İkinci dünya şavaşı sonrası ülkelerini imar edip ülke ekonomilerini güçlü hale getirmek isteyen Avrupa ülkelerine ekonomik ve bir kısım sebeblerden dolayı Türkiye'nin o günki hükümeti tarafından Avrupa'ya gönderilen insanımız önce misafir işçi, sonra gurbetçi göçmen, sonra “Almancılar” diye anılan kendi tabirimizle biz Avrupalı Türkler, devletimiz ve hükümetlerimiz tarafından hiç bir zaman değer verilmeyen, potansiyeli görülmeyen topluluk oldu maalesef.

DIŞ TÜRKLER BAKANLIĞI KURULMALI

Avrupa'da Almanya, Hollanda, Belçika, Fransa, Danimarka, Avusturya gibi bir çok Avrupa ülkelerinde yıllar boyu canını dişine takarak ve uğruna ciddi savaşlar vererek hem ülkemize maddi anlamda katkı sağlamak hemde kendileri için bir müreffeh hayat kurmak ve yaşamak için emek sarf etmiş 1960'lardan bu yana yoğun göçle birlikte, günümüzde nüfus sayısı milyonlarla ifade edilmektedir. Bu gün yaklaşık altı yedi milyon Avrupalı Türk var. Avrupa kıtasında.
Avrupalı Türkler'in hâlâ çözülmemiş artarak devam eden bir yığın problemi bulunmaktadır.
Avrupalı Türk'lerin sorunlarının siyaset üstü bir anlayışla, tüm paydaşların katılımıyla çözülmesi gerekir. Yalnızca seçimlerde camiler Dernekler ziyaret edilerek, hatırlanan değil, Boş vaatlerle, içi dolmayan sözlerle yıllardır oyaladığınız bu halk artık bu tür ziyaretlerden bıktı. Avrupa Türk'ünün hamasi laflara karnı tok, çözüm görmek istiyor.
Sürekli olarak desteklenen bir diş politika ve yurt dışı Türk'ler bakanlığı talep ediyoruz.

ASKERLİK BEDELLİ DÜŞÜRÜLMELİ

Gençlerimiz bedelli askerlik çok yüksek olduğundan dert yanıyorlar. Bu Gençler bulundukları ülkelerin vatandaşlığına geçtikleri görülmektedir. Ülkemizle bağları soğuyor. Bu da gelecek için kırmızı Alerim canları çalıyor, bunu mutlaka görelim.
Avrupa devletlerinde doğup büyüyen gençlerimiz, geleceğimiz olan gençlerin bedel ücretleri mutlaka cazip hale getirilmelidir.

EMEKLİLER UNUTULMAMALIDIR

Avrupa’ya ilk gelen büyüklerimiz ve onların ikinci kuşağı olan insanlarımız Avrupa ülkerinden emekli oldular. Birçoğu ülkemize döndü. Yetkililerimizden tek istekleri Avrupa ülkelerinde üstlerine açık olan araçlarını ülkelerine getirmeleri için izin istiyorlar. Yetkililerimiz gurbette vatanı getirmiş camiler dernekler spor kulübü teşkilatlar açmış, gelecekler olan evlatlarına Türk kültürlerini öğretmiş örf ve adetlerini yaşatmış olan ilk gelen büyüklerimiz gurbette yaşlanmış emekli olmuşlardır. Artık doğup büyüdükleri ülkemize illerinde tekrar dönmüşlerdir. Kalan ömürlerini doğup büyüdükleri ata Ocaklarında geçirmek istiyorlar. Bu fedakar cefakar gurbetçilerimizin tek istekleri olan araçlarını gümrüksüz getirmeleri, Türkiye’mizde Türk plakası takmak burada vergi ve sigortasını ödemek ülkemize katkı sağlamak istiyorlar. Bu bir onlara vefa olsun bu hak gurbetçilere çok görülmemeli bu hak onlara tanınmalı.

YILLARINI GURBET ELLERDE HEBA EDİP

Emekli olduğunda yada yeter artık Vatanıma döneyim dediğinde en azından bir araba hakkı Tanınmasını talep ediyoruz. Bu hak yıllardır gurbette çalışıp her kuruşunu Türkiye’de değerlendiren bize verilmeli. Ayrıca Avrupa'lı Türk'lerden emekli olup geçici ithal hakkından faydalanıp ana vatan'a getirdikleri araçlarını Türkiye'de kullanma sürelerinin bitiminde yurtdışında 185 gün kalma zorunluluğunun 30. Güne düşürülmesi vaad edilmişti halen bir gelişme yok malesef.
Avrupa Türkleri ana vatanımızda bir kısım yanlış uygulamaları hak etmiyorlar. " Yurt dışı Türkler ve akraba topluluklar başkanlığı" kuruldu ancak onlarda bir çözüm üretmedi, aksine kronikleşmiş problemlere çözüm bulmak yerine birçok konuyu daha da sıkıntılı hale getirdiler maalesef.
‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ felsefesi, insan odaklı hizmet anlayışı takip edilmemekte. Hasılı kelam Dert bir değil elvan elvan.
Avrupa Türklüğüne hizmet etmiş, Belçika Türk İslam Federasyonu genel başkanlığı yapmış, Almanya’nın Köln şehrinde genel merkezi bulunan Avrupa Türk İslam Birliği (ATİB)’inin genel yönetim kurulu üyeliği de yapan şair ve yazar Cihat Zorlu başkanın duygu dolu hüzünlü vatan aşkı ve hasretliği çekenlerin şiiriyle okuyucularımızı baş başa bırakıyorum.