Aydoğmuş, “Engellilik bir birey durumu değil, toplumsal organizasyonun sınav alanıdır. Bu sınav sadece hukukla değil, vicdanla ve vizyonla verilir” ifadelerini kullandı.
Yozgat’ta Engelli Dostu Yaşam Alanları Oluşturulmalı
Aydoğmuş, kırsal bölgelerde yaşayan engelli vatandaşların yaşadığı çok yönlü zorluklara dikkat çekerek, engelli politikalarının sadece şehir merkezleriyle sınırlı tutulamayacağını vurguladı. Yozgat’ın köy ve kasabalarında engelli bireylerin temel hizmetlere erişimde ciddi güçlükler yaşadığını belirten Aydoğmuş, “Bu durum mekânsal bir ayrımcılığa dönüşmektedir. Merkezi ve yerel idareler, kırsalda yaşayan engellilere yönelik özel eylem planları geliştirmelidir” dedi.
Engellilerin Dijital Dönüşüme Katılımı Bir Haktır
Engelli bireylerin dijitalleşme sürecine entegre edilmesinin sosyal kalkınmanın bir parçası olduğunu ifade eden Aydoğmuş, teknolojik çözümlerin temel hak kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Aydoğmuş, “Görme engelliler için sesli yönlendirmeler, işitme engelliler için görsel duyurular, ortopedik engelliler için e-devlet işlemlerine uzaktan erişim gibi çözümler artık zorunluluktur. Bu alandaki yatırımlar sadece teknik değil, sosyal bir gerekliliktir” dedi.
Kültür Ve Sanata Katılım, Engelleri Aşmanın Anahtarıdır
Kültür ve sanat alanında da engelli bireylerin yeterince görünür olmadığını ifade eden Aydoğmuş, içerik ve mekân erişilebilirliğinin önemine vurgu yaptı. “Tiyatrolar, konserler, sergiler ve kütüphaneler engelli bireyler için sadece fiziksel olarak değil, içerik olarak da erişilebilir hale getirilmelidir. Sanat ve kültür alanlarında engelli bireylere yer açmak, toplumsal empatiyi ve aidiyeti artıracaktır” dedi.
Engelliler Haftası, Sistemin Eksiklerini Görme Zamanıdır
Açıklamasının sonunda Engelliler Haftası’nın yalnızca bireyleri değil, sistemi sorgulama ve iyileştirme haftası olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirten Aydoğmuş, şu ifadeleri kullandı: “Eğitimde kaynaştırma politikalarının uygulanabilirliği, istihdamda liyakat esaslı erişim gibi başlıklar yeniden masaya yatırılmalıdır. Kalıcı çözümler çok boyutlu bir strateji gerektirir. Bu stratejiye sahip çıkmak, hem sosyal adaletin hem de yönetsel ciddiyetin göstergesidir.”
