Son dönemde yaşanan siyasi gelişmeleri ele alan Aydoğmuş, özellikle gençlerin tutuklanmasına karşı muhalefetin sergilediği ortak duruşun altını çizdi. Aydoğmuş, “Bugün iktidarın hataları karşısında birlik olmak, gençlerin yanında durmak sadece siyasi değil, insani bir sorumluluktur” ifadelerini kullandı.
“Sistemin Bizzat Kendisi Siyaset Alanını Tıkamıştır”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin Türkiye’yi dar bir siyasi alana sıkıştırdığını belirten Aydoğmuş, mevcut sistemin partileri doğal olmayan ittifaklara zorladığını vurguladı.
“2017 referandumu ile getirilen sistem, her partiyi yüzde 50+1’i yakalamaya mecbur bırakıyor. Bu da partilerin kendi bağımsız siyaset alanlarını inşa etmelerini zorlaştırıyor. Bugün her ideolojiden partinin sistemden kaynaklı bir ittifak mecburiyetiyle karşı karşıya kaldığını görüyoruz.”
“Muhalefet Doğru Yerde, Gençlerin Yanında”
Muhalefetin attığı adımları olumlu bulduğunu ifade eden Aydoğmuş, özellikle Gelecek, Saadet ve DEVA Partilerinin “Yeni Yol” grubu olarak ilkeli ve net bir duruş sergilediğini belirtti. Diğer muhalefet partilerinin de gençlerin gözaltına alınmasına karşı ortak bir refleks gösterdiğini söyledi.
“Ana Muhalefet CHP Bu Süreçte Doğru Adımlar Attı”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin özellikle son süreçteki tutumunun takdire şayan olduğunu belirten Aydoğmuş, CHP’nin siyasi reflekslerini şu sözlerle değerlendirdi:
“Cumhurbaşkanı adayını erken açıklaması, yaşanan hukuksuzluklara karşı net bir tutum alması, gençlerin gözaltına alınmasına gösterdiği refleks; bunlar siyaset adına doğru adımlardı. Biz de bu mücadelede adliye kapısında durmamız gerekiyorsa dururuz. Siyasi görüş ayrımı yapmaksızın, gençlerin yanında oluruz.”
“Gençlere Omuz Verenler Kazanacak”
Sözlerini gençlere yönelik bir çağrıyla tamamlayan Aydoğmuş, gençliğin susturulmasına değil, desteklenmesine ihtiyaç olduğunu belirtti:
“Yozgat’ta ya da Türkiye’nin herhangi bir yerinde haksızlığa uğrayan gençler varsa, onların yanında olmak onurlu siyasetin gereğidir. Bugün cezaevlerinin önünde olanlar yarının umut veren liderleri olacak. Biz, gençliğin bastırılmasına, susturulmasına değil; konuşmasına, üretmesine, direnmesine alan açmak zorundayız. Ve bu mücadelede geri adım atmadan yürümeye kararlıyız.”
