Birincil neden, Gezi Parkı'ndaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin planladığı bir inşaat projesiydi. Parkın yerine AVM yapılması planı, çevreciler ve parkı kullanan insanlar arasında ciddi endişelere neden oldu. Bu plan, Gezi Parkı'ndaki ağaçların kesilmesi ve yeşil alanın kaybedilmesi anlamına geliyordu.
İkincil bir neden, hükümetin otoriter ve baskıcı tutumlarına karşı duyulan rahatsızlıktı. Gezi Olayları, yıllardır biriken hoşnutsuzluk ve eleştiri atmosferinde patlak verdi. Birçok kişi, ifade özgürlüğünün sınırlanması, polis şiddeti ve demokratik değerlere yönelik tehditler gibi konuları protesto etmek için sokağa çıktı.
Üçüncü bir neden, sosyal medyanın etkili bir şekilde kullanılmasıydı. Gezi Olayları, Twitter ve diğer sosyal medya platformları üzerinden organize olan birçok insanın katılımıyla büyüdü. Bu sayede, eylemler hızla yayıldı ve geniş bir kitleye ulaştı. Sosyal medya, insanların haberleşmesini, bilgi paylaşmasını ve harekete geçmesini kolaylaştırdı.
Gezi Olayları, toplumun farklı kesimlerinden insanları bir araya getirdi. Gençler, öğrenciler, çevreciler, sanatçılar, sendikalar, meslek grupları ve daha birçok farklı grup, ortak bir amacı paylaşarak bir araya geldi. Bu olaylar, toplumun farklı kesimlerindeki hoşnutsuzluğun ve taleplerin ortak bir platformda birleşmesine olanak sağladı.
Gezi Olayları'nın nedeni olarak ekonomik ve sosyal eşitsizlikler de gösterilebilir. Birçok insan, ekonomik zorluklarla karşı karşıya kalmış, işsizlik ve yoksullukla mücadele etmişti. Bu durum, toplumda adaletsizlik duygusunu artırdı ve Gezi Olayları gibi bir toplumsal hareketin tetikleyicisi oldu.
Gezi Olayları'nın nedeni çeşitli faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmıştır. Gezi Parkı'nın dönüşüm projesi, hükümetin otoriter tutumu, sosyal medyanın etkisi, toplumsal hoşnutsuzluklar ve ekonomik eşitsizlikler gibi faktörler, bu büyük toplumsal hareketin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Bu olaylar, Türkiye'nin siyasi ve toplumsal gündeminde derin izler bırakmıştır.