Yozgatlı hayırsever iş insanı Remzi Kaplan: Hiçbir menfaat gözetmiyorum  

Avrupa'nın en büyük döner üreticisi olan Remzi Kaplan, 10 yaşında tanıştığı Almanya’da hem ticari hayatındaki başarısı hem de doğduğu topraklara ve insanına olan sevdası ile gönüllerde yer buldu. Yozgat’ın Sorgun İlçesi’ne bağlı Bahadın Kasabası’nda doğan ve sonrasında Ankara’ya yerleştiklerini kaydeden Kaplan, “Herkesin doğduğu topraklara bir vefa bordu var. Biz de o vefa borcumuzu ödemek için çalışıyoruz” dedi.

BAHADINLIYIM

Bahadınlı hayırsever iş insanı Remzi Kaplan Çamlık TV’de Tarık Yılmaz ve Basri Akdağ’ın hazırlayıp sunduğu Ramazan Özel programına konuk oldu.  Bahadın’da dünyaya geldiğini dile getiren Kaplan, “1960 Yozgat Sorgun Bahadın kasabasında dünyaya geldim. 1 yaşımda Ankara’ya yerleştik. Ankara’da salatalık, limon sattım. Pazarcılık, hamallık yaptım. Annemin ve babamın Almanya’ya gelmesi ile beraber tekrar Dedemin yanına Bahadın’a geldim. 3 kardeş annem babam bizlere istek göndermelerinden sonra 1970 yılında Almanya’ya geldim. Yine burada çocuktum. Ticaret ile beraber pazarcılık, hamallık, pazarcılık, araç park görevlisi olarak çalıştım. 1974 yılında babama küçük bir bakkal dükkanı açtırdım. Ankara’da küçük bir manav dükkanımız vardı. Kapıcılık yapıyorduk. Çalışmamız bu şekilde devam etti” şeklinde konuştu.

DÖNERİ ALMANLARA SEVDİRDİK

Almanya’daki faaliyetleri hakkında bilgi veren Kaplan, “18 yaşında da serbest mesleğe başladım. Berlin’de uzun yıllar pazarcılık yaptım. İki Almanya’nın birleşmesiyle birlikte döner sektörüne girdim. Bir boşluk yakaladık. O boşlukta döneri Almanlara sevdirdik. Döneri Avrupa birliği ülkelerine orta doğuya tanıştırdık. Dönerde çalışmamızda bu şekilde devam ediyoruz. Dünyaya hükmetmeye kendi markalarımızla çalışıyoruz” dedi.

VATANDAŞLIK GÖREVİMİZ

“Bu çalışmaları yaparken vatanımızı, milletimizi düşünmek zorundayız” diyen Kaplan, şunları kaydetti; “Vatandaşlık görevini sorumluluğumuzu yerine getirmek içinde hizmetlerimizi yaptık. Bunlarda ilkini Türkiye’deki büyükşehirlerdeki yatırımlarımızı yaptıktan sonra geri kalan kısımlarını da köyümüze, kasabamıza, memleketimize yardım ederek çalışmalarımız devam etti.”

HİZMET ETMEK İÇİN YAPIYORUM

Kaplan, herkesin memleketine bir vefa borcu olduğunu dile getirerek, “Sizlerle Yozgat’ta görüştüğümde söylediğim bir şey vardı. Vatandaş da işveren de bulunmuş olduğu kasabasına, köyüne hizmet etme sorumluluğunu yerine getirmesi lazım demiştim. Vefa budur. Doğduğun, büyüdüğün yere, ülkeme ahde vefa borcumuz var. Bizim bu topraklara ülkeye borcumuz varsa biz bunları yapmak zorundayız. O yüzden de ben ilk önce köyüme, kasabama, yakınlarıma hizmet etmek adına yapıyorum. Yaptığım yatırımlarda inanın bir kuruş için ne menfaatim ne çıkarım var. Tam tersi yapmış olduğumuz bütün yatırım ve hizmetler sadece benim vatanıma ve hemşehrilerime hizmet vermek adına.  Yaşlı bakım evi yaptırdık. Bunun benim ne annem ne yakınım orada. Ben hizmet için yapıyorum. Babam adına spor tesisleri yaptırdım. Benim amacım spor tesislerinde neden günün birince profesyonel ligde sporcularımız olmasın. Bunlara küçük yaşta örnek olsun. Mezarlıklar, spor salonları gibi bunların hiçbirinde bir menfaatim yok. Görevimi yerine getirerek bu işleri yerine getirdim. Biz hizmet meraklısıyız” ifadelerine yer verdi.