Alaattin Çakıcı'nın gençlik yılları oldukça olaylıydı. Bir süre cezaevinde kaldı ve 1980 öncesinde Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ülkü Ocaklarına dahil oldu. 1979 yılında vurulan Çakıcı, bu olaydan yaralı olarak kurtuldu. Ancak, aynı dönemde baba Ali Çakıcı, 5 Mayıs 1980'de bir saldırı sonucu hayatını kaybetti. 1980 askeri darbesinin ardından tutuklandı.
Hapishane Dönemi ve Dönüş
Alaattin Çakıcı, MHP ve ülkücü kuruluşlar davasında yargılandı ve somut delil yetersizliği nedeniyle 1982 yılında serbest bırakıldı. 1982'de tahliye edilen Çakıcı, 1987 yılında yurt dışına çıktı, ancak sadece 10 gün sonra Türkiye'ye döndü. Bu dönemlerde Çakıcı, ülkücü hareket içinde önemli bir figür haline geldi.
Siyasi ve Hukuki Sorunlar
Alaattin Çakıcı, zaman içinde farklı siyasi ve hukuki sorunlarla karşılaştı. Bir dönem ASALA ile mücadele teklifini kabul etti ve kontr-terör operasyonlarında yer aldı. Ancak çeşitli davalardan hüküm giydi ve hapis cezaları aldı. Özellikle 1995 yılında eski eşi Uğur Kılıç'ın ölümüyle ilgili azmettiricilik suçlamasıyla 19 yıl 2 ay hapis cezasına çarptırıldı. Çakıcı, yurtdışında dolaştı, ancak 1998 yılında Fransa'da yakalandı ve Türkiye'ye iade edildi.
Hapishane Cezaları
Alaattin Çakıcı, farklı dönemlerde farklı hapishanelerde tutuldu. 1999 yılında Kartal Cezaevi'nde hapis yattıktan sonra 2002 yılında serbest bırakıldı. Ancak, 2004 yılında Karagümrük Baskını davasından 3 yıl 4 ay hapis cezası aldı ve Avusturya'da yakalandı. Viyana Eyalet Mahkemesi'nin kararıyla 2004 yılında Türkiye'ye iade edildi ve cezasını çekti.
Son Hapishane Dönemi
Alaattin Çakıcı, 2016 yılında Bolu F Tipi Cezaevine nakledildi ve 2017 yılında Kırıkkale'nin Keskin ilçesindeki F Tipi Cezaevine nakledildi. 2017 yılında Bolu F Tipi Cezaevindeyken, çeşitli gerekçelerle 10 ay daha hapis cezası aldı. Çakıcı'nın hayatı, siyasi ve hukuki olaylarla sık sık karışmış bir yaşam hikayesi sunar.