Dünya tarihi boyunca faylar sürekli olarak var olmuş ve son 11 bin 800 yılda aktif olanlara "diri fay" denmiştir. Türkiye'de herhangi bir yerde 5.2 veya 5.1 büyüklüğünde bir deprem yaşanması şaşırtıcı değildir.
Türkiye'nin Önemli Fayları
Tüysüz, Türkiye'nin üç önemli fayı olduğunu belirtti. Bunlardan biri dünyanın en önemli faylarından biri olan Kuzey Anadolu Fayıdır. Diğerleri ise Doğu Anadolu Fayı ve Ege Bölgesi'nde bulunan kısa ancak sık sık aktif olan faylardır.
Prof. Dr. Tüysüz, farklı illerin deprem riskini öne çıkardı. Özellikle, Kuzey Anadolu Fayı'nın kırılmamış bir bölümü olan Erzincan'da 7.2 ila 7.4 büyüklüğünde bir deprem riski olduğunu vurguladı.
İstanbul'un Durumu ve Kentteki Risk Faktörleri
İstanbul'a odaklandığımızda, şehirde "diri fay" bulunmadığını belirtti. Ancak, Marmara Denizi'ni geçen fay nedeniyle İstanbul'un, içinde fay olmasa bile deprem nedeniyle ciddi hasar görebilecek bir bölge olduğuna dikkat çekti.
6 Şubat depreminde olduğu gibi, bir fayın tüm Marmara'yı kırması senaryosunu ele alarak, bu durumun 160 kilometre uzunluğunda yıkıcı bir depreme neden olabileceğini açıkladı. Bu durumda İstanbul'da bir milyonu aşkın binanın zarar görmesi bekleniyor.
Tüysüz, İstanbul'daki binaların büyük bir kısmının hasar görmesi, hatta çökmesi ihtimaline karşı, binaların elden geçirilmesi ve kentin depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Tüysüz, Marmara çevresi, Bingöl Yedisu ve Kıbrıs'a doğru Hatay açıklarında depremlerin beklendiğini ifade etti.
Uyarı ve Tehlikeler
Binaların güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, depremin kaçınılmaz olduğunu ve halkın bu gerçeğe hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı. "Deprem olmayacak" düşüncesinin tehlikeli olabileceği üzerinde durdu.
Bu değerlendirmeler, Türkiye'deki deprem riski konusunda kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik önemli bir uzman görüşünü yansıtmaktadır.




