Ardahan ili, yaklaşık 3000 yıllık bir geçmişe sahiptir. İlk olarak M.Ö. 628 yılında Hazar Türklerinin bir kolu olan Arda Türkleri tarafından ele geçirilerek Ardahan adını almıştır. 1068 yılında Sultan Alparslan tarafından fethedilen Ardahan, 1555 yılında Osmanlı İmparatorluğu'na dahil edilmiştir ve "Ardahan Sancağı"nı oluşturmuştur. 1877 Türk-Rus Savaşı'na kadar Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan Ardahan, 1878'de 93 Harbi sonucunda Rusya'ya savaş tazminatı olarak bırakılmıştır. Ardahan, 1918 Brest-Litovsk Anlaşması ile Rus hakimiyetinden çıkarak Osmanlı Devleti'ne iade edilmiş, ancak daha sonra tekrar düşman birliklerinin işgaline uğramıştır. 23 Şubat 1921'de düşman işgalinden kurtarılan Ardahan, 1921'de mutasarrıflık, 1926'da ise ilçe yapılarak Kars iline bağlanmış, son olarak 27 Mayıs 1992 tarihinde tekrar il statüsüne kavuşmuştur.

Ardahan Sancığı'nın tarihi, 1080'den sonraki dönemde Kıpçakların, Harezmşah hükümdarı Çelaleddin Mengüberti'nin ve Moğol Cengiz İmparatorluğu'nun etkisi altında geçmiştir. Özellikle İlhanlı hükümdarı Abaka Han döneminde, Caklı Sargis'e Ardahan ve Ahıska valiliği verilmiş, buralara Atabek Ülkesi denmeye başlanmıştır. Bu dönemde yazı dili Kartvelce, konuşma dili ise Türkçe olarak devam etmiştir.

Ardahan ve çevresi, Osmanlı döneminde Çıldır Eyaleti içerisinde yer almıştır. Bu dönemde Ardahan'ın sosyal ve ekonomik hayatı önemli ölçüde gelişmiştir. Ardahan Kalesi, Kanuni Sultan Süleyman devrinde inşa edilmiş, kale içinde Ulu Camii/Cami-i Kebir inşa ettirilmiştir. Ancak, 1855-1856 ve 1877-1878 yıllarındaki Rus istilaları ile Ardahan uzun süreli Rus işgaline maruz kalmıştır. 1878'de yapılan Ayestefanos Antlaşması ile Rusya'ya bırakılan Ardahan, 1918'de Brest-Litovsk Antlaşması ile tekrar Osmanlı Devleti'ne iade edilmiştir.

1921'de Ardahan'ın mutasarrıflık haline getirilmesiyle, ilçe TBMM'de milletvekilleri tarafından temsil edilmiştir. Ancak 1926'da kaza haline getirilen Ardahan, 1992 yılına kadar Kars'a bağlı kalmış ve nihayet 1992 yılında tekrar il statüsüne kavuşmuştur.
