Bayburt, Anadolu'nun derin tarihine tanıklık eden şehirlerden biri. M.Ö. 3000'li yıllara dayanan zengin tarihiyle dikkat çeken Bayburt, birçok medeniyetin izlerini taşıyor.

Şehir, ilk olarak Azziler tarafından kurulmuş. M.Ö. 770-665 yılları arasında Kimmer ve İskitlerin akınlarına maruz kalan Bayburt, daha sonrasında Haldiler, Medler ve Perslerin egemenliğine girmiş. Xenophan'ın Anabasis adlı eserinde büyük, kalabalık ve zengin bir şehir olarak anılan Bayburt, o dönemde Gymnias adıyla bilinen bir İskit şehriydi.

Türk nüfusunun yaşadığı bir bölge haline gelen Bayburt, 1054'te Selçuklular tarafından fethedilmiştir.

yüzyılda Akkoyunlu Devleti'nin kuruluş yeri olan Bayburt, 1514'te Osmanlıların eline geçmiş. 1828'de Rus işgali altına giren şehir, Serasker Osman Paşa'nın komutasındaki kuvvetlerle Ruslara karşı direnmiş, ancak daha sonra yeniden işgal edilmiş. 1. Dünya Savaşı sırasında Rus ve Ermeni güçleri tarafından işgal edilen Bayburt, 1918'de Türkler tarafından kurtarılmıştır.


Şehrin isminin kökeni de tarihi kadar eski ve zengin. Ortaçağ Ermeni kaynaklarında Payberd, Bizans kaynaklarında ise Payper, Baberd, Paypert olarak geçen Bayburt ismi, çeşitli dönemlerde farklı isimlerle anılmıştır. Evliya Çelebi, şehrin ismini "Bay" ve "yurt" kelimelerinin birleşiminden türediğini belirtirken, Osmanlı kaynakları ise bugünkü adı olan Bayburt şeklinde kaydetmiştir.

Bayburt'un bu zengin ve çeşitli tarihi, Anadolu'nun derin köklerine ışık tutan bir örneği olarak karşımıza çıkıyor.

Muhabir: Kadir Görgülü