Türbenin mimari yapısı, Osmanlı mimarisinde önemli bir yere sahiptir. Dikdörtgen planlı bir yapıya sahip olan türbe, kare planlı ana bölümü ve dıştan sekizgen kasnaklı kubbeye sahiptir. Ayrıca, Osmanlı mimarisinde ilk revaklı türbe olma özelliğini taşır. Revaklı bölüm, köşelerdeki yığma ayaklar ve ortadaki iki sütunun yuvarlak kemerlerle birbirine bağlanmasıyla meydana gelmiştir. Yapının duvarları iki dizi taş ve bir dizi tuğladan örülmüş, zemin ise tuğla ile kaplanmıştır.
Türbede, Yıldırım Bayezid'in sandukası merkezde yer almakta olup, yanında oğlu İsa Çelebi, hanımı ve kim oldukları bilinmeyen iki sanduka daha bulunmaktadır. Bu tarihi yapı, Bursa'da ziyaret edilmesi gereken önemli tarihi yerler arasında yer alıyor. Yıldırım Bayezid Türbesi, tarihi ve mimari açıdan önemli bir miras olarak kabul edilmekte ve ziyaretçilere Osmanlı döneminin kültürel zenginliğini yansıtmaktadır.
Bayezid, Aydınoğulları, Saruhanoğulları, Germiyanoğulları, Menteşeoğulları ve Hamidoğulları gibi beylikleri fethederek, bu bölgelerin yönetimine sarayında yetişen kullarını atamıştır. Daha sonra Balkanlar'a yönelen Bayezid, buradaki yerel devletleri yeniden kontrolü altına almakta zorlanmamıştır. Bu süreç, 1396'da Niğbolu Zaferi'yle sonuçlanmış ve Osmanlı'nın Balkanlar'daki hakimiyetini pekiştirmiştir. Bu zafer, Bayezid'in İslam dünyasındaki itibarını artırmış ve ‘Sultan’ olarak anılmaya başlanmasını sağlamıştır.
1399'da Anadolu'ya dönen Bayezid, Karaman ve Kadı Burhaneddin topraklarını ele geçirerek geniş bir imparatorluk kurmuştur. Ancak, Orta Asya ve İran'da güçlü bir imparatorluk kuran Timur, Anadolu'ya yöneldi ve 1400 yılında Sivas'ı ele geçirdi. Bu durum, Türkmen beylerinin Timur'un yanında yer almasına neden oldu.
Bayezid ve Timur'un karşılaşması, 27 Ağustos 1402'de Ankara'nın Çubuk Ovası'nda gerçekleşti. Coğrafi avantajı olan ve daha kalabalık bir orduya sahip Timur, savaşın başında üstünlük sağladı. Bayezid, savaşı kaybetti ve esir düştü. 1403'te Akşehir'de sürgünde vefat etti.
Bayezid tahta çıkarken, Türkmen beylerinin desteklediği kardeşi Yakup'a karşı devşirme unsurların desteğiyle tahta geçmişti. Onun döneminde devşirme sistemi canlanmış ve Hıristiyan gençler sadece asker olarak değil, Osmanlı ve idareci olarak da yetiştirilmeye başlanmıştır. Ayrıca Sırbistan Kralı'nın kızı ile evlenerek, Avrupalı prensliklerle iyi ilişkiler kurmuştur.
Bayezid'in en büyük hayali İstanbul'u fethetmekti. Bu amaçla Anadolu Hisarını inşa ettirmiş, fakat teknik yetersizlikler ve dış tehditler nedeniyle bu hayalini gerçekleştirememiştir.
Bayezid döneminde merkezi hazine genişletilmiş, bürokratik alanda yenilikler yapılmış ve devlet yönetiminde kul sistemi uygulanmaya başlanmıştır. Ayrıca, Bayezid görevlerini suistimal eden kadıları şiddetle cezalandırmıştır.
Sultan Bayezid, idareci ve asker olarak yetenekleriyle tanınmış, Batı ve Doğu'daki düşmanlarına karşı hızlı kararlar alması sebebiyle ‘Yıldırım’ lakabını almıştır.




