Yeni şarkısı “Vay Dünyam” ile yeniden gündeme gelen arabesk müziğin usta ismi Hakkı Bulut, hem kariyerine hem de müziğe dair birikimlerine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Kelebek’e konuşan Bulut, müzikten özel hayatına kadar birçok konuda samimi değerlendirmelerde bulundu.
Şarkılarıyla on binlerce kişiyi bir araya getiren Hakkı Bulut, hala aktif sahne performansları sergilediğini ve yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa’nın farklı şehirlerinde de büyük ilgiyle karşılandığını ifade etti. “Lüksemburg, Paris, Berlin’de konser verdim. Aksaray’daki festivale 64 bin kişi geldi. 80 yaşındayım, 6 ay sonra 81 olacağım ama hâlâ 30 yaşındaki sesimle okuyorum” sözleriyle dikkat çekti.
Bulut, arabesk müziğin oluşum sürecinde başrol oynayan sanatçılardan biri olduğunu vurgularken, kendisinden sonra şöhret olan Ferdi Tayfur ve Müslüm Gürses’in müzikteki yerini de kabul etti. Ancak önemli bir ayrım yaptı: “Benim bütün eserlerim bana aittir. Söz, müzik hepsi benimdir. Diğerleri öyle değil” dedi.
64 yıldır sahnede olduğunu belirten Hakkı Bulut, halkla yakın ilişkisini bir avantaj olarak gördüğünü belirtti. “57 bin kişilik konserden sonra 3 saat fotoğraf çektirdim. İnsanları kırmam, geri çevirmem” diyen sanatçı, kendisini ulaşılmaz kılmayan bir duruş sergilediğini söyledi.
Özellikle TRT’de arabesk müziğin kabul edilmesinde etkin rol oynadığını ifade eden Bulut, “Arabesk TRT’de yayınlanmaya benden sonra başladı. Bu yolu ben açtım” dedi. Bu açıklamasıyla, arabesk müziğin yaygınlaşmasında önemli bir köşe taşı olduğunun altını çizdi.
Günümüz müziklerini eleştiren Hakkı Bulut, “Rap, pop, rock... Bunlar gürültüden başka bir şey değil. Gerçek arabesk müzik kalmadı, şu an yalnızca ben varım” ifadelerini kullandı. Arabesk müzikte rekabet olmadığını ancak saygı esasına dayalı bir dönem yaşandığını vurguladı.
Eşine ve ailesine olan bağlılığıyla da dikkat çeken Bulut, uzun süredir birlikte olduğu Saadet Hanım ile 64 yıllık evliliğini, geleneksel değerlerle ve karşılıklı saygıyla sürdürdüğünü belirtti. Ailesine zarar verecek hiçbir davranışta bulunmadığını ve çocuklarına örnek olmaya çalıştığını dile getirdi.
Yardımsever kimliğini de vurgulayan sanatçı, 1973 yılında Almanya’da tanıştığı yürüyemeyen bir kız çocuğunun tedavi sürecini üstlenerek, onun hayata dönmesini sağladığını anlattı. “Bunu herkes yapmaz” diyerek müziğin dışında da insanların hayatına dokunduğunu belirtti.
Kendisine yöneltilen haksız eleştirileri de gündeme taşıyan Hakkı Bulut, “Avrupa’da bir organizasyonda ismim geçince biri ‘Mezardan mı çıkarıp getireceksiniz?’ demiş. O hadsize kırgınım. Ama onlara diyorum ki 50 yıl daha yaşayacağım” şeklinde konuştu.
Hayatının bir filme konu olmasını isteyen Bulut, bir yapımda rol almayı reddettiğini ve bunun nedenini yapımcıların yaklaşımıyla açıkladı. Kızının teşvikiyle otobiyografi yazmaya başladığını ve bu sürecin devam ettiğini söyledi.
Son olarak, kendisini en çok takdir eden ismin İbrahim Tatlıses olduğunu dile getiren sanatçı, “Ne zaman karşılaşsak bana sarılır, konserlerime dair anılarını anlatır” sözleriyle Tatlıses’e olan sevgisini de dile getirdi.