Hareket et, hayat seni alkışlasın

Abone Ol

Hayat bazen planladığın gibi gitmez.
Yollar uzar, engeller çoğalır, insanlar anlamaz. Ve çoğu zaman elimizde kalan tek şey, şikayet etmek olur. Oysa bilmeden her sızlanışta biraz daha güç kaybederiz. Çünkü şikayet, çözüm değil; teslimiyetin sesidir.
Şikayet, Sızlanma Beyni Yoran, Ruhunu Tüketen Bir Alışkanlıktır.
Psikolojik olarak şikayet etmek, beynin olumsuzluklara odaklanmasını sağlar. Her şikayet, beynin “negatif düşünce” devresini biraz daha güçlendirir. Zamanla insan, her durumda bir eksik, her olayda bir kusur aramaya başlar.
Üstelik sadece ruhu değil, bedeni de yorar. Sürekli şikayet eden kişilerin beyinlerinde stres hormonu kortizon yüksek seviyede salgılanır. Bu, bağışıklığı zayıflatır, kalp ritmini bozar, uyku düzenini altüst eder. Uzmanlara göre sızlanmak, beyinde “enerji kaybı modu”nu tetikler. Kısacası, şikayet eden insan hem zihinsel hem bedensel olarak geriye gider.
Toplumsal Durgunluğun Sessiz Sebebi.
Sosyolojik açıdan bakıldığında, şikayet kültürü toplumun ilerlemesini durduran görünmez bir duvardır.
Sürekli “Ben yapamadım çünkü…” diyen bir toplum, üretmeyi unutur. Bahaneler çoğaldıkça umut azalır, umut azaldıkça gelişim durur. Oysa tarih, sızlanarak değil, sorumluluk alarak yazılmıştır.
Açıklama Yapma, Sonuç Göster.
Bir diğer tuzak ise sürekli kendini anlatma ihtiyacıdır. İnsan bazen yaptığı işi, aldığı kararı herkese açıklama gereği duyar. Oysa gerçekten inandığın bir iş yapıyorsan, kimseye açıklama borcun yoktur.Eylemler kelimelerden güçlüdür. Sessiz bir başarı, bin sözden daha etkili yankılanır. Sızlanarak değil yaparak göster. Açıklama yapma, iz bırak.
Sabır, Sızlanmanın Zıttıdır
Dini açıdan da şikayet, insanın sabrını zedeler.
Kur’an’da “Allah sabredenlerle beraberdir” (Bakara, 153) buyurulur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) en zor zamanlarında bile şikayet etmemiş, şükreden bir kul olmayı seçmiştir. Çünkü şükür, nimeti büyütür; şikayet ise küçültür.
Gerçek iman, sıkıntının içindeki hikmeti görebilmektir.
Sonuç Basit: Harekete Geç!
Hayat, sızlananları değil; adım atanları ödüllendirir.
Şikayet etmeyi bırak, bahaneyi terk et, açıklamayı kes.
Yola çık, elinden gelenin en iyisini yap.
Ve bırak seni anlatan kelimeler değil, eylemlerin olsun. Eylem en güçlü cevaptır. İnsanlar seni değil yaptıklarını konuşsun !
Unutma: “Sızlananlar yerinde sayar, harekete geçenler iz bırakır.”
Hareket et… Hayat seni alkışlasın!