İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch - HRW), Türkiye'de gündeme gelen 11. Yargı Paketi taslağına dair ciddi kaygılarını dile getirdi. Örgüt, tasarının özellikle LGBTİ+ bireylere yönelik baskıları artırabileceği gerekçesiyle tamamen geri çekilmesi gerektiğini belirtti. HRW, bu yasal düzenlemenin yalnızca ifade özgürlüğünü değil, aynı zamanda sağlık hizmetlerine erişim ve eşit yurttaşlık hakları açısından da ciddi sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekti. Açıklamada, uluslararası hukuk normlarına aykırı adımların geri dönüşü zor sorunlara yol açabileceği vurgulandı. Örgütün Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, tasarının Türkiye'nin temel haklara bağlılığını gösterme açısından kritik bir sınamada olduğunu belirterek, planlanan değişikliklerin iptal edilmesi çağrısında bulundu.
Sağlık ve Hukuk Erişimi Üzerindeki Etkiler
Tasarıda, Medeni Kanun’un “cinsiyetin değiştirilmesi” başlıklı 40. maddesinde yapılması planlanan değişikliklerle, cinsiyet uyum sürecine dair sağlık hizmetlerine erişim şartlarının ağırlaştırılacağı ifade edildi. Bu kapsamda, cerrahi işlemler için gerekli yaş sınırının 18’den 25’e çıkarılması ve onay için birden fazla sağlık raporunun zorunlu kılınması öneriliyor. HRW, bu şartların trans bireylerin sağlık hakkını kısıtladığını, bireysel özerkliği zedelediğini ve bazı kişileri denetimsiz koşullarda, merdiven altı uygulamalara yöneltebileceğini belirtti. Aynı zamanda tasarının, LGBTİ+ bireyleri destekleyen sivil toplum kuruluşları ile basın mensuplarını da hedef haline getirebileceği kaydedildi.
Uluslararası Hukuk Hatırlatması
HRW, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin, tüm bireylerin eşit haklara sahip olduğunu güvence altına aldığını hatırlattı. Açıklamada, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğine dayalı ayrımcılığın açıkça yasaklandığı vurgulandı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının bağlayıcı olduğu hatırlatılarak, bu tür yasa tasarılarının ifade özgürlüğü ve kişisel haklar üzerinde doğrudan etkili olduğu belirtildi. HRW, hükümetlerin ahlaki gerekçelerle bireysel hakları sınırlandıramayacağını ve yasal düzenlemelerin açık, anlaşılır, öngörülebilir olması gerektiğini ifade etti.





