Bugün Yozgat’ın sağlık altyapısını konuşalım. Çünkü bu şehirde yaşamayı tercih edenlerin aklındaki en kritik iki sorudan biri budur: “Hastalanırsam güvenli mi?”
Bazıları hala “şans mı şanssızlık mı” ikileminde dolaşsa da açık konuşayım; Türkiye’nin ilk Şehir Hastanesi’ne sahip olmak şanstır kardeşim. Hem de öyle böyle bir şans değil, yıllar geçtikçe değeri daha iyi anlaşılan bir yatırım.
Kuruluşundan bugüne orada emeği olan, o sistemi kaliteden taviz vermeden yürüten herkes aslında çok büyük bir iş başarıyor. Ne zaman fark ediyorsunuz biliyor musunuz?
20–30 yıl geriye gitmenize gerek yok. Sadece bugün Ankara’daki tabloya bakın.
“Başkenttir, merkezdir, imkanlar sonsuzdur” dediğiniz yerde bile Yozgat Şehir Hastanesi kalitesinde hizmet veren kamu hastanesi neredeyse yok. Özel hastaneler başka bir kulvar, Bilkent Şehir Hastanesi ve birkaç üniversite hastanesinin oturmuş kadroları var, doğru. Ama iş devletin sunduğu standart hizmet kalitesi olunca Yozgat hala bir adım önde duruyor.
Keşke aynı kaliteyi Yozgat Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nin kuruluşunda da yakalayabilseydik…
Keşke bugünkü Rektörümüz Prof. Dr. Evren Yaşar o dönemde binanın inşaatından sistemin aktivasyonuna kadar bu yükün başında olsaydı.
Bugün mevcut yapıyı toparlamaya çalışıyor, ciddi yol da alındı ama temelin güçlü atılması bambaşka bir şey.
Sağlık bir şehirde yaşamayı seçmenin en önemli nedenlerinden biri.
Bir diğeri eğitim.
İnanın, okulların seviyesi yükseldikçe bir şehrin çehresi de değişiyor.
Sağlık ve eğitim güçlü olursa gidip “dev cüsseli fabrika” peşinde koşmanıza bile gerek kalmıyor. İnsanların şehre bağlılığı, huzuru önce bu iki temel üzerinden inşa ediliyor çünkü.
Biz hala şunu atlıyoruz:
İnsan Yozgat’ta neden yaşamalı?
Bu sorunun cevabı sadece “iş var” ya da “evler ucuz” değil.
Asıl cevap, bir şehrin insana ne hissettirdiğinde gizli.
Güven mi?
Huzur mu?
Yarınına dair bir garanti duygusu mu?
Yozgat bugün, özellikle sağlık alanında bu duyguyu veriyor.
Yarın eğitimde de daha güçlü bir yapı oturduğunda, bu şehir nüfus kaybetmek yerine nüfus kazanacak.
Çocukların iyi okullarda okuduğu, ailelerin hastalandığında dert etmediği bir Yozgat hayal değil.
Bu toprakların imkanını bilen için burada yaşamak bir tercih değil, bir avantaj.
Kısacası, Yozgat’ta yaşamanın sebebi çok.
Biz yeter ki sahip olduklarımızın kıymetini menfi değil, müsbet tarafından okuyalım.
O zaman bu şehir, insanların sadece doğduğu değil; gönül rahatlığıyla yaşadığı bir yer olur.