Irak, Dicle ve Fırat nehirlerindeki su seviyelerinin giderek düşmesi nedeniyle yeni bir toplumsal krizin eşiğine geldi. Özellikle tarım, hayvancılık ve içme suyu ihtiyacının karşılanmasında yaşanan sıkıntılar, ülkenin güney kesimlerinde halkı doğrudan etkiliyor. Bağdat yönetimi, Türkiye’den gelen su miktarının anlaşmalarda belirlenen düzeyin altında kaldığını öne sürerken, parlamentodan gelen açıklamalarda bu duruma karşı ciddi tepkiler yükseliyor.
Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla Dicle üzerinden saniyede 320 metreküp, Suriye üzerinden ise 350 metreküp su verileceğini açıklamasına rağmen, Iraklı yetkililer su seviyelerinde anlamlı bir artış gözlenmediğini bildiriyor. Musul Barajı ve Fırat hattı başta olmak üzere ülke genelindeki su kaynaklarının doluluk oranının %50’nin altına düştüğü, baraj rezervlerinin ise neredeyse yarı yarıya boşaldığı açıklandı.
Irak Parlamentosu Tarım ve Su Komisyonu üyesi Thair Mekheif, Türkiye’nin baraj projelerini Türk firmalarına vermeleri şartıyla su salınımını artırabileceğini iddia etti. Mekheif, “Bu şartlar Irak’ı zor durumda bırakıyor. Bazı bölgelerde içme suyuna bile ulaşmak mümkün değil. Türkiye su anlaşmasına uymazsa halk sokağa dökülecek” diyerek Bağdat yönetimini uyardı.
Ülkede özellikle güney vilayetlerde yaşanan kuraklık, deniz suyunun iç bölgelere doğru ilerlemesine neden olurken, tuzluluk oranının artmasıyla birlikte birçok arıtma tesisi devre dışı kaldı. Basra’da içme suyunun ton fiyatı kısa sürede iki katına çıkarak 20 bin Irak dinarına yükseldi. Halkın temel ihtiyaçlara erişimde zorlandığı bildiriliyor.
Iraklı muhalefet milletvekilleri ise hükümete Türkiye’ye karşı ticari yaptırım uygulaması yönünde baskı yapıyor. Bazı vekiller, Türkiye'den gelen ithalatın azaltılması ya da ticaret anlaşmalarının askıya alınması gibi seçenekleri gündeme getirirken, hükümet kanadı ise diplomatik yolları tercih etmekte ısrar ediyor.
Dünya Bankası'nın geçtiğimiz yıl yayımladığı rapor da Irak’taki durumu teyit ediyor. Rapora göre ülke, 2040 yılına kadar iklim değişikliği ve su kıtlığına karşı 233 milyar dolarlık altyapı yatırımı yapmak zorunda. Bu rakam, Irak ekonomisinin yıllık gelirinin yaklaşık %6’sına denk geliyor. Irak’ın su krizine çözüm arayışında önünde çok boyutlu ve uzun vadeli bir mücadele süreci bulunuyor.