Bu bağlamda, özellikle Yozgat, İsrail'in dikkatini çeken bir şehir olarak öne çıkıyor.
Kudüs, üç büyük dinin kutsal mekanlarına ev sahipliği yapmasına rağmen, yalnızca İsrail'e devredilmesi fikri, "Büyük İsrail" projesini hayata geçirme adımı olarak görülüyor. Ancak, bu proje kapsamında ele alınan topraklar arasında Suriye ve Türkiye de bulunuyor.

İsrail'in kurucusu David Ben Gurion, "Nil'den Fırat'a kadar" hedefini 1948'deki bir konuşmasında dile getirmişti. Bu hedef, tarihsel ve dini bağlamda köklü bir inançla desteklenmektedir. Muharref Tevrat'ta bu konu şöyle işlenir: "O zaman Rab bütün milletleri önünden kovacak ve sizden büyük kuvvetli milletlerin mülkünü alacaksınız. Ayak tabanlarınızın bastığı her yer sizin olacak. Sınırınız çölden Lübnan'dan ırmaktan, Fırat Irmağı'ndan Akdeniz'e kadar olacaktır."
Bu nedenle, İsrail'in hedeflerinden biri olan Kapadokya, yani Nevşehir, büyük bir öneme sahiptir. Siyonizmin nihai hedefinin İsrail devletini kurmak olmadığını belirten bazı kaynaklar, asıl hedefin "Arz-ı Mev'ud" olarak bilinen Va'dedilmiş Topraklar'a ulaşmak olduğunu vurguluyor. Bu toprakların kuzey sınırının Türkiye'yi etkilediği açıktır.

Yahudi hahamlar, Tevrat'a dayalı üstün ırk inançlarını yayarken, bu inançların yaşanacak toprakları sınırlamışlardır. Allah, Yahudilere Kenan topraklarını vaat etmiştir ve bu topraklarda sadece Yahudilerin yaşadığı bir devlet kuracaklarına inanmışlardır. Bu devlet, büyük bir dünya krallığının merkezi ve idare merkezi olacaktır.
Sonuç olarak, İsrail'in genişleme hedefleri ve Türkiye'nin bu hedefler arasında bulunması, tarihsel ve coğrafi bağlamda önemli bir konuyu gündeme getiriyor. Bu hedeflerin gelecekte nasıl şekilleneceği ve nasıl etkiler yaratabileceği konusunda dikkatli bir şekilde takip edilmelidir.