Kaçı kaç kuruş!

Abone Ol

Bu gün önce Şeker Fabrikaları’nın satışı ile başlayalım mevzuya.
İki gündür gazetemizin gündeminde.
Yarın da haber yaptık, Kars’tan örnek verdik, bölge basınının haberlerini de kaynak göstererek.
Kars tepki gösterdi satış durdu diyor bölge basını.
Hiç de öyle olduğunu ya da olacağını zannetmiyorum.
Özelleştirileceklerin içinde şimdilik olmasa da bir daha ki listede yer alacağı aşikar!
Fakat mevzu bu gün ya da yarın özelleştirilecek olması değil, neden özelleştirildiği.
Özel ve devlet kurumları arasındaki farkı biliyoruz.
Özel, daha az insanla daha az maliyet ve zaman kaybı ile daha kârlı işler yapabiliyor.
Fakat devlet kurumundan özelleştirilmiş firmalar, devlete kar getirmek yerine zarar getiriyor.
Bir kere satışı sırasında devlet ederinin altında fiyat belirliyor.
Sonrasında bırakın devletin denetim mekanizmasının işlemişini sanki özel devlet, devlet özel pozisyonuna düşüyor.
Büyük firmaların büyük patronları daha çok siyasi gücü arkasına alıp yaptığı hizmetin faturasını keyfe keder vatandaşa yüklüyor.
Tüm bu gerçekler yaşanmışlıkla sabit.
Kimse yana yattı çamura battı edebiyatı yapmasın.
Yozgat’ta özelleştirmenin bilançosu ortada.
Tekel Bira Fabrikası’nın yerinde yeller esiyor…
Dönemin Bira Fabrikası Müdürü (2004): “Fabrikamız özelleştirilecek, satılacak. Kıyı kentlerindeki bayilerimizden devlet teker teker el çekiyor. Zamanla fabrika zarar ediyor denilecek ve satılacak” demişti.
O gün belki de Türkiye’de özelleştirmeye dair yapılan ilk haberlerden bir tanesine imza atmıştım.
Aynen o müdürün dediği gibi oldu.
Ve devamı geldi, ÇEDAŞ özelleşti.
Özelleşti ne oldu, hizmet kalitesi değişime uğradı belki ama fatura yine vatandaşa kesildi.
Misal; yeni yıl itibari ile gelen elektrik faturalarına baktınız mı?
Hizmet bedellerini toplayın ne demek istediğimi anlarsın.
Hülasa, ülkemizin istikbali adına önem arz eden ÇEDAŞ, Telekom gibi kurumlar bir bir yok pahasına satıldı.
Satış sonrası çalışanlar mağdur ve perişan oldu.
Halen özel kuruluşlar keyfekeder fiyat tarifeleri ile yine yükü vatandaşın sırtına yüklüyor.
Özelleştirmeye karşı değiliz.
Neye karşıyız, devletin malının kelepir satışına, devletin malının gözü kapalı teslim edilmesine, üreten fabrikaların yıkıyıp yerle yeksan edilmesine karşıyız.
Şeker’in tadı kaçacaksa özelleştirmeyin, vebal almayın, bu dünyanın öbür tarafı da var!
Demedi demeyin!