Son haftalarda birbiri sıra gelen kayıp çocuk haberleri ve bu haberlere konu olan çocukların bazılarının cinsel istismara maruz kalarak hayatlarını kaybetmeleri bu toplumda yaşayan vicdanı olan herkesin derinden üzülmesine ve son derece yaygın bir toplumsal infialin oluşmasına sebep oldu. Bu tip çocuğa dönük olaylar ne ilk ne de son kez yaşanıyor. Maalesef her toplumda olduğu gibi kötü niyetli insanlar bu toplumda da var ve bu kötü niyetli hasta ruhlu insanlar savunmasız olduklarını düşündükleri için çocukları hedef olarak seçebiliyorlar. Toplum olarak çocuklar konusunda olmamız gereken yerde olmadığımızı öncelikle dürüst bir biçimde ortaya koymalıyız. Çocuklara dönük istismar bu toplumda sadece cinsel istismar olarak yaşanmıyor. Bu toplumda yaşayan çocukların çok büyük bir çoğunluğu her gün fiziksel, psikolojik, ekonomik istismara ve şiddete maruz bırakılıyor. Yaşadığımız şehre Yozgat’a bir bakın sokaklarında aileleri tarafından dilendirilen çocukları, başıboş bir biçimde dolaşan mülteci çocukları veya zorla çalıştırılan emeği üzerinden sömürülen yüzlerce çocuğu görebilirsiniz. Yozgat gibi 100 bin nüfuslu bir şehirde bizler çocuklara sahip çıkmak konusunda devlet ve toplum olarak sınıfta kalmışsak bu ülkenin diğer 81 vilayetindeki manzarayı bir düşünün. Son 9 yılda resmi verilere göre 104 bin 531 kayıp çocuk başvurusu yapılan bir ülkede çocukların ne derece korunduğu gerçeği ile yüzleşmeliyiz. Toplum olarak çocuklara dönük cinsel istismar vakalarına bulaşan kişileri idam ederek ne vicdanımızın sesini dindirebiliriz ne de cinsel istismar ve tecavüz olaylarının önüne geçebiliriz. Dünyada idam cezasının uygulandığı ülkelerde cinsel istismar ve tecavüz olayların ne derece yaygın olduğunu rakamlar bize gösterirken hasta ruhlu insanları idam etmek hiçbir sorunu çözmeyecektir. Çocuklara dönük cinsel istismarın ve sömürünün önüne geçmek istiyorsak öncelikle bu toplumun çocuğa bakışını değiştirmemiz çocuğun hakları olan yetişkin bir insan olmadığını ve yetişkin olana dek koruma altında bulunması gerektiği bilincini kazanmalıyız. Çocukların hakları olduğu bilinciyle yetişen yeni nesiller sayesinde Türkiye’de çocuk meselesi konusunda gelişme sağlayabiliriz. Sadece hukuki önlemlerle ve cezalandırmacı yaklaşımlarla çocuklarımızı koruyamayız. Devlet ve toplum çocuk hakları konusunda ne derece bilinçli hareket ederse ancak o şekilde çocukların hayatlarında olumlu değişiklikler sağlayabiliriz. Çocuklar konusunda hamaseti bırakıp devlet ve toplum olarak adım atmak durumundayız.” Sallandıracaksın iki üç tanesini gör bak ne olur” anlayışı ve kolaycılığı ile bu toplum bir adım ileri gidemez. Akılcı ve gerçekçi çocuk politikalarını acilen devreye sokmalıyız. Bu konuda öncelikle şunları hayata geçirmeliyiz: 1) 18 yaşın altında bu ülkede yaşayan yaklaşık 23 milyon çocuk için öncelikle bir Çocuk Bakanlığı kurmalıyız. 23 milyon civarında çocuğun yaşadığı bir ülkede öncelikli olarak kurulması gereken Çocuk Bakanlığı bu ülkede yaşayan her çocuğun haklarını onlar adına savunacak ve onları devlet adına koruyacak. 2) Mecliste acilen Çocuklara dönük istismar vakalarını araştırmak maksadıyla bir komisyonun kurulması.3) Bir türlü hayata geçmeyen ve yıllardır bekletilen Çocuğa Yönelik Şiddeti Önleme Ulusal Eylem Planı’nın hayata geçmesi sağlanmalı.4) Mülteci çocukların eğitim meselesine dönük programlar yaygınlaştırılmalı. 5) İlkokuldan üniversite’nin sonuna dek Çocuk hakları ile ilgili dersler müfredata zorunlu olarak konulmalı.6) Ailelerin çocuk hakları konusunda bilinçlendirilmesi sağlanmalı ve ailelere dönük eğitimler verilmeli.7) Suça bulaşmış çocukların rehabilitasyonu noktasında her ilde rehabilitasyon merkezleri açılmalı çocukların hapishaneler yerine rehabilitasyon merkezlerinde cezalarını çekmeleri sağlanmalı. 8) Çocuk işçiliği ile mücadele edilmeli ve çocukların çalışmak yerine eğitim kurumlarına dönmeleri sağlanmalı. 9) Çocukların cinsel istismar konusunda bilinçlenmeleri sağlanmalı çocukların kendisini korumasının sağlanması adına çocuklara dönük eğitimler sağlanmalı. 10) Çocuklara dönük yetişkinlerden gelen her türlü şiddet cezalandırılmalı ve ceza hukukunda bu konuda değişiklikler yapılmalı. 10) Dilendirilen çocuklar ve mevsim işçisi olarak çalışmak zorunda bırakılan çocuklara dönük önlemler alınmalı. Yukarıdaki maddeleri arttırmamız mümkün fakat ben öncelikli olarak dikkate alınması gereken konuları ele almak istedim. Bu ülkede çocuklara dönük istismar ve hak ihlalleri vakalarını en aza indirmek istiyorsak idam gibi günümüz koşullarında hiçbir geçerliliği olmayan çağdışı yöntemleri değil çocukları bütünüyle koruyan toplumsal mekanizmaları kurmak durumundayız. Bunun için bu ülkenin vatandaşları olarak önce kendi çocuklarımızı sahipleneceğiz ve onların haklarına sahip çıkacağız sonrasında ise bu ülkeyi yöneten siyasetçilerden çocuk hakları konusunda ve çocukların korunması konusunda adım atmalarını talep edeceğiz. Devekuşu gibi kafamızı kuma gömmekten vazgeçip çocuklar için eyleme geçmedikçe bu ülkede çocuk hakları konusunda bir arpa boyu yol alamayacağımız gibi kaybolan her çocukla birlikte insanlığımızın bir parçasını daha kaybetmeye mahkum olacağız.