Siyasetin rüzgarı ne yönden esiyor?
Ankara yerel basını geçtiğimiz hafta yine dikkat çeken bir iddiayı servis etti:
“Yozgat Belediye Başkanı Dr. Kazım Arslan AK Parti’ye mi geçiyor?”
Aslında yanlış bir ihbarın haberciliğini yaptı meslektaşım, AK Parti kaynaklarından derinden aldığı bir bilgiydi ama en azından şimdilik boş çıktı!
Aslına bakarsanız bu iddia ne Ankara için yeni ne de Yozgat için sürpriz. Kazım Arslan ismi daha önce de benzer iddiaların merkezindeydi. Ancak bu kez konuşulanlar daha sessiz, daha derinden. Sanki bir yerlerde görünmeyen bir hazırlık, duyulmayan bir sesleniş var.
BİR SEÇİM, BİR TERCİH, BİR MESAJ
2024 yerel seçimlerinde Yozgat halkı bir kez daha Kazım Arslan dedi. Ama bu kez Yeniden Refah Partisi çatısı altında. Sandıktan çıkan bu tablo sadece bir belediye başkanı tercihi değil, aynı zamanda bir siyasi mesajdı. Yozgatlı seçmen; hem eskiye duyduğu güveni tazeledi hem de partilerüstü bir tavır sergiledi.
Şimdi herkesin merak ettiği soru şu:
Kazım Arslan bu iradeye rağmen AK Parti’ye geçer mi?
ŞARTLAR MI ZORLUYOR, SİYASET Mİ KURGULUYOR?
Bir belediyeyi yönetmek zor iştir, hele ki Yozgat kaynakların az, borcun çok, karmaşanın yoğun, beklentinin büyük olduğu bir şehirde...
Kazım Arslan göreve başladığında belediyenin yüksek borç yükü, kurumsal hantallığı ve kaynak yetersizliği ile yüzleşti.
Arkasında güçlü bir siyasi destek olmadan hareket alanınız daralır. Bugün Ankara’nın kilit kaynak mekanizmalarına bakıldığında, AK Parti’ye yakınlık bir avantaj mı? Evet.
Ama bu avantaj, halkın verdiği yetkinin üzerinde midir? Hayır.
GEÇMİŞTEN BİRKAÇ SAYFA
Siyasette partiler arası geçişler her zaman vardı.
Hatırlayalım:
1980 sonrası Turgut Özal, ANAP’ı kurduğunda birçok siyasi farklı kulvardan gelip ANAP çatısında toplandı.
2002’de AK Parti’nin kuruluş sürecinde merkez sağdan, Milli Görüş’ten ve çeşitli bürokrasi kanallarından yüzlerce isim yeni bir rota çizdi.
En yakın örnek; Mehmet Ali Çelebi gibi bir ismin CHP’den Memleket Partisi’ne, oradan AK Parti’ye geçişi…
Bu geçişlerin ortak özelliği: kişisel menfaatten çok siyasi vizyon kaygısı ile gerekçelendirilmesidir. Peki Kazım Arslan’ın vizyonu neye evrilir?
HAFTA SONU ESİNTİSİ NEYDİ?
Yozgat’ta hafta sonu yaşanan “esinti”, bir nevi kulis yoklamasıydı.
Sokakta "geçiyor" diyen de var, "asla geçmez" diyen de. Ama esas mesele şu:
Kazım Arslan geçerse, neden geçer?
Sıralayalım hemen…
Ekonomik baskılar mı? Belediyeye kaynak aktarımında yaşanan zorluklar.
Siyasi engellemeler mi? Proje onay süreçlerinde yaşanan tıkanıklıklar.
Kamuoyu baskısı mı? “Neden hizmet gelmiyor?” sorularına yanıt bulamamak.
Yeniden Refah Partisi’nin siyasi yönelimi mi? Özellikle genel merkez bazında alınan tartışmalı kararlar...
Bu nedenlerin hiçbiri tek başına bir sebep olmaz. Ama hepsi birleşirse, bir kararın zeminini hazırlar.
KISA VADEDE GEÇMEZ, UZUN VADEDE?
Kısa vadede Kazım Arslan’ın AK Parti’ye geçeceğini düşünmüyorum.
Çünkü hala seçimden yeni çıkmış bir belediye başkanı olarak Yozgat halkına karşı sorumluluğu var.
Ancak Yeniden Refah Partisi’nin genel politik çizgisi, yerel yönetimlerle olan koordinasyonu zayıf tutarsa; ve halkta oluşan beklenti, “birlikte çalışabilen, çözüm üretebilen bir yapıya geçilsin” yönünde artarsa, işte o zaman “bağımsızlık” veya “iktidar partisine geçiş” senaryosu devreye girebilir.
Sonuç: Geçer mi? Evet, Ama...
Geçer mi? Evet, siyaset bu. İmkansız değil.
Ama bu geçiş ancak siyasi ve vicdani bir meşruiyetle olur.
Kazım Arslan gibi tecrübeli bir isim, halktan aldığı yetkiyi siyasi pazarlığa çevirmeyecek kadar bu işin okulundan gelmiştir.
Ama koşullar, baskılar ve çözümsüzlükler birleşirse... Yarın ne olur, kimse bilemez.
O yüzden cevap belli:
Bugün değil. Ama yarın için Ankara’nın sessizliği önemli bir işarettir.
Bana sorarsanız ‘geçmez…’