Kim Bu Cennet Vatanın Uğruna Olmaz ki Feda!

Abone Ol

Vatan, bizler için bir toprak parçasından daha büyük anlamlar taşımaktadır. Cennet vatanımız, ecdat yadigârıdır. Âlimler arifler ve evliyalar diyarıdır. Aziz şehitlerimizin ve kahraman gazilerimizin emanetidir.
Vatan; üzerinde hür ve bağımsız olarak yaşadığımız, huzur ve güven yurdumuzdur. Ruhumuzun sükunete eriştiği, kimliğimizin şekillendiği, köklerimizin derinleştiği yuvamızdır.
Vatanımız, bağımsızlığımızın sembolüdür. Namahrem eli değmesin diye cepheden cepheye koştuğumuz; uğrunda seve seve canımızı feda ettiğimiz kutsal topraklardır.
Vatan sevgisi o kadar değerlidir ki: Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadislerinde vatanın selameti için nöbet tutanları şöyle müjdeliyor: “İki göz vardır ki cehennem ateşi onlara dokunmaz: İlki, Allah korkusundan ağlayan göz. İkincisi ise gecesini Allah yolunda nöbet tutarak geçiren göz.”
İstiklâl Şairimiz Mehmet Akif, vatanımıza olan sevdamızı şöyle dile getirilmektedir:
"Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ? Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ! Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ, Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ."
Evet, bizler, millet olarak vatanımızı müdafaa etmeyi mukaddes bir görev kabul ederiz. Yüce Rabbimizin:
“Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; iman etmişseniz üstün olan sizsiniz.”ayetine gönülden bağlı kalmışızdir.
Zorluklar karşısında ümidimizi asla yitirmedik.Her türlü imkânsızlığa rağmen imanımızdan aldığımız güç, kuvvet ve birlikle en kesif ordulara karşı mücadele verdik; her türlü hayâsızliga karşı da gövdemizi siper ettik.İzzet ve onurumuzu koruyarak, istiklal ve istikbalimize sahip çıktık elhamdülillah.
Bizleri zaferden zafere götüren ruh, Yüce dinimiz İslam’a gönülden bağlılığımızdi. Bu ruhun temelinde; Allah’a olan inancımız, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)’e olan muhabbetimiz, salih amellerimizi yerine getirmemiz ve güzel ahlakı kuşanmamız vardı.
Bizler, bu ruha sahip çıktığımız dönemde çağ açıp çağ kapatan medeniyetler kurduk elhamdullah. Dünyanın her yerine iyiliği, huzuru ve barışı adaleti götürdük.
“Şüphesiz Allah, müminlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır...” ayeti geregince; din, vatan ve mukaddesat uğrunda, şehadetleri dinin temeli olan ezanların ebediyen yurdumuzun üzerinde inlemesi için ardımıza bakmadan cennete girercesine şehit ve gaziliğe koştuk...
Hayatımızın her alanına bu ruhu aktardığımızda inancımızı ve kültürümüzü muhafaza ederiz. Yeryüzünde iyiliği emretme, kötülüğe engel olma görevini canımız pahasına yerine getirmenin gayretinde oluruz. İlim ve bilimde, kültür ve sanatta bütün insanlığa da örnek ve önder olacagiz demektir.
Bize düşen görev de; bizi biz yapan, bizi millet kılan bu ruhu canlı tutmak; İslam’ın emrettiği, Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in hayatına aktardığı değerleri çocuklarımızla, gençlerimizle buluşturmak ve ecdadımızın aziz hatırasına, şehitlerimizin uğruna canlarını feda ettikleri ulvi değerlere sahip çıkmaktır.
Devletimizin bütünlüğü, vatanımızın bekası ve milletimizin selameti için sorumluluklarımızı yerine getirmektir. Aramıza fitne ve fesat tohumları ekmek isteyenlere karşı uyanık olmak, kardeşliğimizden asla ödün vermemektir.
Bu vesileyle Bedir’den Malazgirt’e; Çanakkale’den 30 Ağustos Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne; 15 Temmuz’dan günümüze kadar ilahi kelimetullah aşkıyla üzerinde özgürce yaşayabileceğimiz bir vatan için canlarını feda eden komutanlarimizi, aziz şehitlerimizi, ahirete irtihal eden kahraman gazilerimizi ve devlet büyüklerimizi rahmet, minnet ve şükranla yâd ediyoruz.(Kaynak: Diyanet Hutbeleri)
30 Ağustos Zafer Bayramınız Kutlu Olsun!.. Şehit ve Gazilerimizin de ruhu şad olsun!...