Ülkemiz bir tarım memleketi, tarım ürünlerinin desteklenmesi gerekiyor. Tarım ve hayvancılık köylü üreticinin en önemli geçim kaynağıdır. Bizim kültürümüzde bir köy kültürü vardı. Köy-köylü dendi mi, bağ-bostan, tarım ve hayvan üretimi akla gelirdi.
Köy kültürü yavaş yavaş önemini kaybediyor. Köyde kalan üretimle uğraşan azaldı. Hayvancılık tamamıyla bitme noktasına geldi.
Çoğu köylerde koyun, kuzu, sığır beslenmez oldu. Köylü her türlü ihtiyacını şehirden satın almaya başladı.
Sebze eken köylülerde azaldı. Çünkü üreticinin malı para etmiyor. Üretim emek istiyor çaba gerektiriyor. Ürün para etmeyip ucuza gidince üretici perişan oluyor. Üretici değil aracı tefeci kazanıyor; üretici buna da isyan ediyor. Son dönemlerde ürününü çöpe döken üreticileri izler olduk. Haklı desen bir türlü haksız desen başka türlü.
Üretimden uzaklaşarak kalkınma olmaz. Köy ve köylü ürünlerine talep çoğaldı, üretim ise azaldı.Belirli yerleredeki üreticiler ekip biçiyor artık. Çünkü çoğu köyler boşaldı. Devlet teşvik veriyor bu teşviklerin artarak devam etmesi lazım yoksa üretim tamamen biter. Ürünlerin pazarlanması tüketiciye ulaştırılması için de devam etmelidir. Köylünun ürünü elinde kalırsa bunun da bir anlamı olmaz.
Üretimi ve tarımı terk edemeyiz, tarım ürünlerinden vaz geçemeyiz. Çünkü bizler insan olarak tüketime yönelik yaşıyoruz; tüketim varsa üretim de olacaktir. Modern tarıma, sulu tarıma geçerek eski usulleri terk edip alternatif ürünleri denemek zorundayız. Tarım bizim olmazsa olmazımız.
Bağcılıktan vazgeçmemeliyiz. Bağa bak izin olsun, yemeye yüzün olsun misali.. Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur!” gibi atasözlerimiz bizi bağcılığa yönlendiriyor. Bağcılığımız teşvik edilmelidir.
Sebze, meyve üretimi artırılmalı üreticiler desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Tarım İl Müdürlükleri bu konuda öncü olmalıdir.Örnek bahçeler, örnek bostanlar kurulmalı, teşvik edilmeli ve köylü sebze meyve üretimine yönlendirilmelidir.
Hayvan besiciliği, süt, yoğurt, kaymak tere yağ üretimi köylülüğün vazgeçilmezidir. Bunlar olmadan köylülük olmaz...
Doğal ürünlerin tadını unuttuk.Hormonlu ürünler sağlığımızı bozar hale geldi... Her şeyde bir sahtecilik türedi.İlkel usullerle değil, modern usullerle tarımı, ticareti, hayvancılığı canlandırmak zorundayız.
Köylünün ürettiği ürünler binlerce ailenin yaşam kaynağı oluyor, ekmeği, aşı, rızkı oluyor. Köye, köylüsüne, köy ürünlerine sahip çıkmayan ülkeler açlıkla, kıtlıkla krizlerle uğraşmaya devam edecektir.
Toprağın ve yerli tohumların korunması, suların temiz ve doğru kullanılması, üretiminin teşvik edilmesi için devletin teşvik ve desteği çok önemli diyoruz.
Önlem alınmadığı takdirde, gelecek yıllarda susuzluk ve temel gıda maddelerinin eksikliğinden, kuraklık ve artan fiyatlardan; bugünkünden daha çok fazla şikayet edeceğiz demektir.
Özetle, ülkemiz ve tüm dünya ülkeleri; gıda üretimlerini kendilerine yeter bir düzeye yükselmek, çiftçisinin yaşam standardını güvence altına almak, halkına gıda güvenliğine uygun besin maddelerini sürekli temin etmek ve ekonomide de daha güçlü olmak için uzun vadeli planlarını yapmalıdır.
Tarıma elverişli topraklarımız var ve bu konuda ülke olarak halen çok şanslıyız. Bu nedenle, verimli tarım arazilerinin, kesinlikle amacı dışında kullanılmasının önüne geçmeliyiz.
Genç nüfusun, tarımda çalışmaya yönlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Gençler, tarım ekonomisine geçmek için teşvik edilmelidir. Üretici korunmalı ürünleri değerlendirilmeli ve pazarlanması konusunda onlara destek olunmalı. Üretimsiz kalkınma olmaz. Köylü milletin efendisidir. Emeklerinin karşılığını da alabilmelidirler.