Geçen haftaki yazımda kulak zarı deliği, tedavisi ve akıntıları ile ilgili yazmış. En önemli iki sebepten birini ayrıntılı şekilde anlattım. Diğer önemli ve büyük sebeplerden biri de ;
İşitme kaybına zararı var mıdır?
Tedavisi olur?
İşitme kaybı bildiğimiz üzere genellikle yaşlılığa bağlı, doğuştan işitme kayıplı ve sonradan işitme kaybı olmak üzere 3’e ayrılır.
Yaşlılığa bağlı işitme kaybı kulakta bulunan çekiç, örs, üzengi denilen meşhur üçlünün zamanla kulak yolu ve kemiklerinin, sinir sisteminin zayıflaması ile başlar ve hastanın yaşı ilerledikçe işitme kaybının artmasına sebep olur bizlerde buna halk arasında yaşlılığa bağlı işitme kaybı tıp adında da ‘presbiakuzi’ deriz.
Doğuştan olan işitme kaybı da bebeklerde ilk altı ay içinde belirlenen işitme kaybıdır. Şimdi sağlık bakanlığına bağlı hemen hemen tüm hastanelerde yeni doğan taraması yapılmaktadır. Ve işitme kaybı olan çocuk doğum anından sonra işitme kaybı olup olmadığı belirlenmektedir. Doğuştan işitme kayıplı olan çocuk genellikle ailesinden gelen bir işitme kaybı vardır yada Allah tarafından çocuğa ve ailesine verilen bir imtihandır.
Sonradan gelen işitme kayıpları nasıl olur diyeceksiniz
Gelelim esas konumuza sonradan gelen işitme kayıpları darp, ateşli hastalık, trafik kazası ve kulak zarı deliği gibi sebeplerden birinden dolayı olabilir.
Kulak zarı deliği olan hastalarımız kesinlikle sudan uzak duracaklar. Kulak zarı deliği ilerleyen yaşlarda işitme kaybına sebep olabilir. Peki tedavisi nasıl olur? İşitme kaybı 30 db üstündeyse tek tedavi yöntemi işitme cihazı kullanmaktır. İşitme cihazını aldıktan sonra tedavisi tamamen geçecek anlamına da gelmez.
Her zaman vurguladığım gibi kulak zarı delikse sudan uzak tutacak. Kulakta iltihaplanma olursa işitme cihazından da fayda göremez.
İşiten kulaklara sahip olmanız dileğiyle…