Her insan zamana kendini yazar
Tende olgunlaşır can, azar azar
Gün batımı gelir, gölgeler uzar
Gönül, eğlenmenin vakti değildir
Bu dünyadan ne kaldı ki alacak
Heyhat, kapın karşılıksız çalacak
Son durağın olur bir gün salacak
Gönül, eğlenmenin vakti değildir
Kim direnmiş ki zamanın örsüne
Kum saati akmaz elbet tersine
Dizgin vurmak kolay değil hırsına
Gönül, eğlenmenin vakti değildir
Hayallerde Kaf dağını aşarsın
Gölgelerin ardı sıra koşarsın
Söylesene, daha kaç yıl yaşarsın
Gönül, eğlenmenin vakti değildir
Nereye menzilin, nereye gidiş
Bu yol ne başlangıç, ne de bir bitiş
Dengini hazır et, kervana yetiş
Gönül, eğlenmenin vakti değildir
Gün olur ki, yaşamaktan bıkarsın
Gözün kesmez, yokuşlara bakarsın
Bir gün çağrı gelir, yola çıkarsın
Gönül, eğlenmenin vakti değildir
Su çekilir çoraklaşmış teninden
Bir fayda yok geleceğe, dününden
Zaman geçer bir su gibi önünden
Gönül, eğlenmenin vakti değildir
Bir ömür kendini arar durursun
Her düşen yapraktan ibret alırsın
Günü gelir bir hikâye olursun
Gönül, eğlenmenin vakti değildir
Geçmişin sancısı yüzüne vurur
Güz gelir, içinde bir fidan kurur
Tüm pişmanlıkların karşında durur
Gönül, eğlenmenin vakti değildir
Nihanî'yim, sinem dağlı, yaralı
Dünya döner, ölüm gelmez sıralı
Yol görünür, işte kapı aralı
Gönül, eğlenmenin vakti değildir
Sadettin YILDIZ / SİVAS
SEVGİLİ
Efil efil esen rüzgar eliyle
Kokun gelir ben duyarım sevgili
Söylediğin şarkı kuşun diliyle
Yakın gelir ben duyarım sevgili
Nice yolcu konup geçti buradan
Bahçelerden güller seçti sıradan
Kimimizi bağban biçti aradan
Bilen bilir ben sayarım sevgili
Karanlık geceler asuman kaydı
Gönlü şerha şerha yaralı koydu
Bin derdin üstüne bin daha saydı
Tenim ölür ben soyarım sevgili
Ben de biçareyim gayrı ne çare
Ela göz üstünde kaşları kare
Bakışı çekiyor canımı dare
Ruhum kalır ben uyurum sevgili
Turnalar göçüyor vakti mi gelmiş
Bakışın manası aklımı almış
Onda hiç insaf yok güllerim yolmuş
Gökte yıldız ben kayarım sevgili...
Sezai ÇiÇEK / İSTANBUL