Yozgat’ta yıllarca konuşulan, bir dönem kahvehanelerde bile “bugün olmaz da yarın olur mu?” diye tartışılan bir mesele var: havalimanı.
Açık konuşalım; 2017’de dönemin Başbakanı Binali Yıldırım “Yozgat’a havalimanı yapacağız” dediğinde çoğumuz oturduğumuz sandalyeden kafamızı bile kaldırmadık.
Çünkü o dönem hızlı tren işi bile tam anlamıyla neticelenmemişti.
“Yahu trenin bile yarım kaldığı memlekette havalimanı da neyin nesi?” dedik.
Bir bakıma haklıydık ama haklı olduğumuzu düşünürken hareket kabiliyetimizi de kaybettik.
Şimdi gelinen noktada, inşaat büyük ölçüde bitti ve açılışa çok az bir zaman (2026 inşallah) kaldı.
Gönlümüzden geçen belli: İnşallah bir an önce biter, Yozgat’ın pisti sadece uçak değil geleceğe dair umutları da indirip kaldırmaya başlar.
Ama tam da burada, şu soruyu kendimize sormamız gerekiyor:
Biz ne zaman “ne gerek var” demekten vazgeçeceğiz?
FABRİKA DEDİK, ACEMİ BİRLİĞİ DEDİK…
Hepimiz biliyoruz ki Yozgatlı’nın önceliği yıllardır fabrika ve acemi birliği oldu.
Bugün hala kahve köşelerinde “Tekel Bira Fabrikası yıkıldı da ne geçti elimize?” diye konuşuluyor.
Evet, Tekel Fabrikası gitti…
Ama Et ve Süt Kurumu kuruldu, Süt Kombinası açıldı. Bunlar durduk yere olmadı. Yozgat Bozok Üniversitesi tüm yorgunluklarına rağmen atılımlarını sürdürüyor.
Sayın Bekir Bozdağ ve Yusuf Başer bu konuda ciddi mücadeleler verdi.
Kimse kusura bakmasın, eleştirelim ama hak da teslim edelim!
Yeri gelmişken bir gerçeği daha hatırlayalım:
Devlet artık fabrika kurmuyor, özel sektörle büyüyor.
Bugün savunma sanayinde ROKETSAN, ASELSAN dünya sahnesinde nasıl söz sahibi oldu sanıyoruz?
Devlet elindeki imkanlarla temeli attı ama özel sektör de piyasa girince çağ atlandı.
“NE GEREK VAR” DEMEYE DEVAM EDERSEK…
İşte tam bu yüzden Yozgat’ta havalimanı gibi büyük projelere “ne gerek var” deyip geçmek yerine,
“Bu iş gerçekten Yozgat’ın lehine nasıl döner?” diye sormak zorundayız.
Çünkü biz “ne gerek var” dedikçe işler gecikiyor…
Biz burun kıvırdıkça projeler sarpa sarıyor…
Hava Limanına inen uçaklar dolar mı, seferler boş kalır gibi olumsuzlar üzerinden kurgu yaparken işler gecikiyor.
Biz inanmadıkça siyasilerin bizim adıma inanmaya niyeti bile kalmıyor.
Önce şu refleksi bir kenara bırakalım:
“Yapsa da olur, yapmasa da!”
Hayır!
Yapılacaksa adam gibi yapılsın, bitirilsin.
Yapılmayacaksa da millete lütuf gibi sunulmasın.
Havalimanı Yozgat’a Güç Katar mı? Katar.
Bugün Yozgat’ta havalimanı açıldığı anda sadece yolcu taşınmayacak.
Turizm canlanacak, iş insanı rahat ulaşacak, sağlık turizmi başta olmak üzere ekonomik hareketlilik başlayacak.
Kaldı ki Yozgatlı yıllardır hem yatırım hem hizmet açısından üzerine düşeni fazlasıyla bekledi.
O yüzden bu saatten sonra hiçbir siyasetçinin yaptığı işi “nasıl olsa Yozgatlı razı” diyerek küçümsemeye hakkı yok.
Ama aynı şekilde hiçbir vatandaşın da “Ne gerek var” deyip henüz yapılmadan rafa kaldırmasına hakkı yok.
Hülasa, Yozgat’ta havalimanına gerek var mıydı? Evet, belki ilk akla gelen şey değildi. Ama artık hayır demek için geç.
Şu saatten sonra yapılacak şey belli:
Siyasetçi yapsın, vatandaş sahip çıksın. Çünkü bu memlekette “ne gerek var” diyerek çok şey kaybettik.
Bari geleceği kaybetmeyelim.