Eleştirmek kolay. Yol göstermek zor.
Ama bu şehir bunu hak ediyor.
Muhalefet kavga etmek için değil, denetlemek için vardır. Sert olabilir, ama yapıcı olmak zorundadır. Soruyu bağırarak değil, belgelerle sormak muhalefetin gücünü artırır.
İktidar da eleştiriye kapalı olamaz. “Ben yaptım oldu” dili Yozgat’ta tutmaz. Çünkü Yozgatlı hesabı sever.
“Akıl akıldan üstündür.”
Meclis bunun için var. Bağırmak için değil.
Yozgat’ın ortak paydasında buluşmak zor mu, zor değil ama egolar bakımından biraz zul…
Bu şehirde siyaset geçici, Yozgat kalıcıdır. Bugün koltukta olan yarın sıradan bir Yozgatlıdır. O yüzden kırılan her söz, yarın karşınıza çıkar.
Et ve tırnak benzetmesini boşuna yapmıyoruz. Kopmaya çalıştıkça can acır. Ayrılıklar üzerinden değil, ortaklıklar üzerinden siyaset Yozgat’ı büyütür.
Yozgatlı kavga istemiyor.
Yozgatlı şeffaflık, adalet ve akıl istiyor.
Yozgat’ın siyasi geçmişi bize önemli bir gerçeği defalarca gösterdi, bu şehir, zıt görüşlere rağmen aynı masada oturmayı bilmiş bir şehir.
Bir dönem sağ - sol kavgasının ülkeyi böldüğü yıllarda bile Yozgat’ın kanaat önderleri, büyükleri, siyasetçileri “memleket huzuru” adına ortak adımlar atmıştı. Bugün Türkiye’de siyasi sınırlar neredeyse kalkmış durumda; dün birbirine selam vermeyen kutupların bile ortak zeminde buluştuğu projeler görüyoruz. Hal böyleyken Yozgat’ın hala ayrı düşmesi, hala kavga üretmesi kabul edilebilir değil.
Çünkü zaman artık birlik zamanıdır.
Akşama kadar kaç telefon alıyorum biliyor musunuz, kime ne anlatayım, kim haklı kim haksızı hangi çerçeveden değerlendirmeliyim.
İnsanların haklı-haksıza baktığı da yok!
Yeter diyor, Yozgat için birleşin istiyor.
Neyse çok uzattık, yarın son noktayı koyalım.