Türk müziğinin unutulmaz isimlerinden Müslüm Gürses, yalnızca şarkıları ve sahne performanslarıyla değil, aynı zamanda hayatındaki derin acılarla da anılır. Şanlıurfa’dan Adana’ya, oradan İstanbul’a uzanan yaşam öyküsü, hem müzik kariyerinin yükselişini hem de ailesinin yaşadığı trajedileri barındırır. Gürses’in kardeşi Ahmet Akbaş’ın ve kız kardeşi Zeyno’nun hikayeleri, sanatçının hayatındaki dramatik dönüm noktalarını gözler önüne serer. Bu yazı, Gürses’in aile trajedilerini, kardeşi Ahmet’in ölüm nedenini ve sanat yolculuğunu detaylı bir şekilde ele alıyor.
Gürses Ailesindeki Acı Dolu Kayıplar
Müslüm Gürses’in ailesi, yaşadığı trajedilerle adeta bir dramın gölgesinde kalmıştır. Babası Mehmet Akbaş, Gürses’in müzik tutkusuna destek olmak yerine bu hayali engellemeye çalışmıştır. Öyle ki, Müslüm’ün saçlarını keserek bir ses yarışmasına katılmasını önlemeye kalkışmıştır. Ancak bu engellemeler, ailenin yaşadığı en büyük felaketin yalnızca bir parçasıdır. Mehmet Akbaş, Müslüm’ün annesi Emine Akbaş’ı ve 2 yaşındaki kız kardeşi Zeyno’yu, kardeşi Ahmet’in gözleri önünde vahşice öldürmüştür. Bu olay, Gürses ailesini derinden sarsmış ve Müslüm ile kardeşi Ahmet’in hayatını geri dönülmez bir şekilde değiştirmiştir. Müslüm, bu korkunç olayların ardından kardeşi Ahmet ile birlikte Adana’dan ayrılmış, babasını yıllar sonra affetse de ona mesafeli bir şekilde yaklaşarak bir köye yerleştirmiştir.
Ahmet Akbaş’ın Ölüm Nedeni
Müslüm Gürses’in erkek kardeşi Ahmet Akbaş, ailenin yaşadığı acılar zincirinin bir diğer halkasıdır. Askerlik görevini yerine getirirken firar eden Ahmet, askerler tarafından yaşanan bir çatışmada hayatını kaybetmiştir. Bu olay, Gürses ailesinin zaten kırılgan olan yapısını bir kez daha sarsmıştır. Ahmet’in ölümü, Müslüm’ün hayatındaki kayıpların yalnızca bir bölümüdür; ancak bu trajedi, sanatçının iç dünyasındaki derin izlerin bir yansıması olarak şarkılarına da sirayet etmiştir. Ahmet’in firar etmesi ve ardından gelen ölümü, ailenin yaşadığı zorlukların ve talihsizliklerin bir sembolü haline gelmiştir.