Nankörlük

Abone Ol

Nankörlük, yapılan iyiliği görmezden gelmek, emeği ve fedakârlığı unutmak hâlidir. İnsan, çoğu zaman kendisine uzatılan eli değil, ulaşamadığı şeyi hatırlar; bu da nankörlüğün sessizce kalplere yerleşmesine neden olur. Oysa iyilik, karşılık beklemeden yapılır ama hatırlanmayı hak eder.
Nankörlük sadece iyiliği inkâr etmek değildir; aynı zamanda vefasızlıktır. Dün omuz verenin bugün yok sayılması, zor zamanda yanında olanın rahat günlerde unutulmasıdır. Bu tutum, ilişkileri zedeler, güveni aşındırır ve insanın manevi dünyasında derin boşluklar oluşturur.
Toplumda nankörlük arttıkça merhamet azalır, paylaşma zayıflar. İnsanlar iyilik yaparken tereddüt eder hâle gelir. Çünkü karşılığında minnet değil, unutulmak vardır. Oysa teşekkür etmek, hatırlamak ve vefalı olmak insanı küçültmez; aksine yüceltir.
Nankörlüğün panzehiri şükürdür. Sahip olduklarının kıymetini bilen insan, kendisine yapılan iyiliği de unutmaz. Şükür, insanı hem Rabbine hem de insanlara karşı sorumluluk sahibi kılar. Vefa ise bu sorumluluğun hayata yansıyan hâlidir.
Unutmamak gerekir ki; nankörlük eden, aslında en çok kendine zarar verir. Çünkü iyiliği unutan kalp, zamanla iyilik yapmayı da beceremez. Vefa ve şükürle beslenen bir gönül ise hem huzur bulur hem de çevresine ışık olur.