Ekonomi

Ocak Zammı Çok Konuşulacak! Asgari Ücrette Bir İlk Yaşanabilir

Asgari ücrette Ocak zammı yaklaşıyor. 2026’da asgari ücretin ilk kez açlık sınırının altında kalabileceği iddiaları gündemde.

Abone Ol

Asgari ücret, milyonlarca çalışanı doğrudan ilgilendiren en kritik ekonomik başlıklardan biri olmaya devam ediyor. 2025 yılı için yapılan ara zam taleplerine rağmen hükümet, ekonomik dengeyi gerekçe göstererek bu talepleri karşılıksız bırakmıştı. Ancak alınan karar, asgari ücretin enflasyon karşısında erimesini engelleyemedi. Şimdi gözler, 2026 yılı için belirlenecek Ocak zammına çevrildi. Beklentiler kadar endişeler de gündemde.

2025 yılında yapılan son zamla birlikte asgari ücret net 17.002 TL olarak belirlenmişti. Ancak açıklanan resmi enflasyon verileri, maaşlardaki alım gücünün korunamadığını ortaya koydu. Asgari ücretlinin temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığına dair yorumlar artarken, 2026 Ocak zammı için gündeme gelen iddialar dikkat çekiyor.

Ekonomistler tarafından yapılan bazı değerlendirmelere göre, 2026 yılında belirlenecek olan yeni asgari ücret, tarihte ilk kez açlık sınırının altında kalabilir. Bu durumun gerçekleşmesi halinde, Türkiye’de ilk defa bir yılın başında açıklanan asgari ücretin, aynı dönem için belirlenen açlık sınırının gerisinde kalması söz konusu olacak. Bu olasılık, milyonlarca asgari ücretli için ekonomik anlamda ciddi bir baskı anlamına geliyor.

Resmi kurumlar, enflasyonun 14 aydır düşüş eğiliminde olduğunu vurgulasa da, gıda, barınma ve enerji gibi temel harcamalardaki artış yaşam maliyetlerini katlamaya devam ediyor. Buna karşılık asgari ücrette yapılacak tek zamla bir yılın geçirecek olması, geçim sıkıntısını derinleştirebilir. Çalışan kesimin beklentisi ise, 2026 yılı için en az açlık sınırının üzerinde bir taban ücretin belirlenmesi yönünde.

Ocak ayında yapılacak zam ile birlikte sadece asgari ücretin rakamsal karşılığı değil, aynı zamanda ekonomik adalet ve sosyal refah seviyesi de yeniden tartışma konusu olacak gibi görünüyor. Uzmanlar, asgari ücret tespit komisyonunun karar sürecinde sadece enflasyon değil, geçim koşullarını da dikkate alması gerektiğini vurguluyor.