Bu gibi yazıları-hatıraları yayınlamaya başladığım sırada da belirtmiştim;
Konu tarihten, coğrafyadan, ilim ve bilimden açıldığı zaman birçok arkadaş serzeniş gösterirler. Daha da ileri gidecek olursak, etkili ve yetkililerde “biz Türkler tarih yapmaktan tarih yazmaya pek vakit bulamamışız” derler. Geçmişimiz hakkında merak ettiğimiz pek çok konuda atalarımızın yaptıkları tarihi yazmadıkları, kayıtlara geçirmedikleri görülür.
Bu açıdan bakacak olursak, kayıt tutmak, not tutmak not almak, belge toplamak, belge biriktirmek elbette kolay bir iş olmadığı gibi titizlik ve merak gerektiren de bir iştir.
İşte bütün bunlardan dolayı, yazdığım, okuduğum, gördüğüm aldığım kitap dergi, not, gibi belgeleri hep sakladım. Hep bir kenara koydum.
Aldığım ve tuttuğum notlar netice itibariyle çok işime yaradı; 2020 yılında daha önceki yıllarda (1975-76) tuttuğum notlar 550 sayfalık bir kitaba dönüştü. “BİZİ BİZ YAPAN HAYALLERİMİZ VARDI”.
Daha sonra 2021 yılı başında başka notlarımdan faydalanarak yeni bir kitap daha yazdım. Bu da 300 sayfadan oluşan ve bir belge niteliğ.i taşıyan ve hatta sahasında ilk ve tek olan “ÜLKÜCÜ HAREKETİN DOKTRİNER EĞİTİMİ”
Şimdi sıra geldi Türk Ocakları ile ilgili çabalarımızı da içine alan notlarımızın değerlendirilmesine.
…
Geçtiğimiz yıldan (2020) itibaren “OCAK HATIRALARIM” adı altında Türk Ocakları hatıralarım da olmak üzere daha çok Yozgat Genç Ülkücüler Teşkilatı kuruluşundan itibaren tuttuğum notlardan faydalanarak hatıralarımı paylaşmıştım.
Şimdi ise Yozgat’ta “Türk Ocakları” ile ilgili notlarımdan faydalanarak “OCAK HATIRALARIM” konusuna devam ediyorum.
“Türk Ocakları ve kuruluş çalışmaları:
12 Eylül 1980 askeri darbesi yapılmış ve ülke üzerinden silindir gibi geçmişti. Darbenin ilk günlerinde teyakkuz halinde bekliyorduk. Fakat ülke genelinde ilan edilen sıkıyönetim uygulaması gereği asker ve polis sahaya inmiş, daha önce belirlenen yerlere ve çeşitli dernek ve ocaklarımızda görev alan arkadaşların evlerine gece yarısı baskınlar yapılıyor ve evde bulunan arkadaşlar alınıyor ve askeri kışlaya götürülüyordu. Adeta ülke çapına uygulanan bu sürek avından Yozgat ve ilçeleri de nasibini alıyordu. Kimin içeri alınıp sorgulanacağı ve askeri kışlaya götürülerek çeşitli işkencelerden geçeceğini asla bilme imkânımız yoktu. Her gece, gecenin bir vaktinde kapınız çalabilir ve apar topar alınıp götürülebilir ve günler sonra ancak sizden haber alınabilirdi.
Askeri darbeyi yapanlar ülkede bulunan tüm siyasi partileri kapatmış, parti liderleri mecburi ikamete mecbur edilerek çeşitli yerlere götürülmüş, partilere mensup milletvekilleri Ankara’da dil okulunda toplanmıştı. Bunun yanı sıra tüm dernekler kapatılmış. Bazı derneklerin de faaliyeti durdurulmuştu.
Bizler de Yozgat’ta askeri darbenin tesirlerinin giderek azalması neticesinde bazen bir araya gelerek, “neler yapabiliriz, bir dernek kurabilir miyiz, bir çatı altında toplanabilir miyiz”, “böyle dağınık bir vaziyette boş boş durmak bize yakışmıyor” gibi düşünceler üzerinde fikir alışverişleri yapıyorduk.
…
1980’li yıllar.
12 Eylül 1980 askeri darbesinin puslu ve baskıcı idaresi yavaş yavaş dağılmaya başladığı senelerdi demiştik.
Arkadaşlar arasında yaptığımız çeşitli görüşme ve istişareler sonucu Türk Ocaklarının Yozgat’ta da bir şubesinin açılması için yetki belgesi almak amacıyla N. Fahri Taş ve ben Ankara’ya giderek Ankara Üniversitesinde görev yapan Ocak Genel Merkez yönetim kurulu üyesi Mustafa Kafalı hocanın yanına gittik. Durumu kendilerine anlattık, “Ocağın bir şubesini açmak istiyoruz” dedik. Kafalı hoca bize; “Yozgat’ta eğer siz bir bölen olacaksanız bu Ocağı açmayın” dedi. Biz de “bizim amacımız bölen olmak değil arkadaşları bir araya getirmek bir çatı altında toplanmak” olduğunu belirttik.
Ocak Genel Merkezine müracaatımız sonucu. 28.12.1988 Ankara Ocak Genel Merkezinden Yetki belgesi aldık.
Yetki belgesine istinaden müteşebbis heyette;
“Kemal Oğuz,
Kenan Eroğlu,
Mustafa Şanlıtürk,
Mehmet Özdemir,
Fikri Güvercin,
Veysel Akgül,
Alparslan Serbes.”
Yer aldı.
Yetki belgesinin alınmasından sonraki günlerde, Ocak için bir yer arayışına girdik. Meydan yerinde Özel İdare’ye ait, en alt katında Uğur Tanzim satış mağazasının da bulunduğu binanın üst katlarında büyük bir salonu olan 2 odadan müteşekkil bir yer kiraladık. Daha sonra peyder pey içine gerekli malzemeleri de aldık, yerlerin halıfleks ile kaplanması, Köksallar Mobilya’dan Başkanlık odası için masa ve koltuk takımının yanı sıra, konferans salonu için L tipi koltuklar, ses tesisatı ve misafirlere çay ikramı için de semaver ve diğer malzemeleri de temin ettik. Bu bahsettiğim konularda müteşebbis heyette bulunan arkadaşların yanı sıra Necati Şahin, Mehmet Okur, Nadir Göksel, Ahmet Ateş, Orhan Savaş, Celalettin Demir, Ünal Karadavut gibi isimlerde sanki müteşebbis heyette görevlilermiş gibi canla başla yardımcı oluyorlardı.
Bütün bunların yanı sıra, Ocağımızın açılış programı yapmalı ve bu program vesilesiyle önemli bir toplantı yapmalıydık. Bu amaçla hazırlıklara giriştik ve Şehir merkezinde bulunan “Büyük Sinema” salonunu tuttuk ve toplantımıza da başta Yozgat Valisi Süleyman Oğuz olmak üzere kendimizce önemli gördüğümüz kişileri davet ettik.