Osmanlı'dan günümüze kadar Türkiye'de birçok il ve ilçenin isimleri değişime uğradı. Daha önce Rumca, Arapça, Ermenice ve Türkçe olarak bilinen illerin ve ilçelerin isimleri yaşanan bazı olaylarla birlikte zaman içinde değişime uğradı. İşte İzmir’in Osmanlı zamanındaki ismi
İzmir, geçmişi M.Ö. 3000'lere dayanan ve tarihte çeşitli isimlerle anılan zengin bir tarihe sahip. Smyrna adı, Hitit kökenli olup, antik dönemdeki kutsal alanlara atıfta bulunuyor. İzmir'in bugünkü Bayraklı semtindeki Tepekule, eski İzmir'in temellerinin atıldığı yer olarak kabul ediliyor.
İzmir'in ilk kurucuları hakkında Amazonlar, Frigya kralı Tantalos ve Lelegler gibi farklı söylenceler bulunmaktadır. Bayraklı'da yapılan kazılar, İzmir'in tarihinin İ.Ö. 3000 yıllarına dayandığını ve Aiol kenti olduğunu ortaya koyuyor. İ.Ö. 800 yıllarında İonialılar tarafından ele geçirilen kent, deniz ticareti sayesinde hızla gelişti.
İzmir, İ.Ö. 610-600 yıllarında Lydialıların saldırısı sonucu yıkıldı ancak halkı kenti yeniden inşa etti. Pers istilası ile birlikte İ.Ö. 545 yılında büyük bir tahribat yaşayan İzmir, Bayraklı'da bir daha eski düzeninde bir yerleşime sahne olmadı. Kentin en önemli mirası, ören yerinin kazılarla gün yüzüne çıkarılmasıdır.
İzmir'in yeniden kuruluşu, Büyük İskender'in İ.Ö. 334 yılındaki rüyasına dayandırılır ve kent, Kadifekale yamaçlarından denize doğru uzanan bir yerleşim olarak planlanır. İ.Ö. III. yüzyıl başlarında İzmir, Ion kentleri arasına katılır ve daha sonra Bergama Krallığına ve sonrasında Roma İmparatorluğu'na bağlanır.
1071 Malazgirt Zaferi'nin ardından İzmir, kısa süreliğine Türk egemenliğine geçer. Ancak Doğu Roma, şehri 1317 yılına kadar elinde tutar. XIV. yüzyılda Cenevizliler ve Venedikliler, kentin ticaretinde etkin rol oynamaya başlar.
1317'de Aydınoğlu Umur Bey'in denetimine geçen İzmir, 1344'te Haçlı seferi sonucu bölünür ve Kadifekale Türklerin, Liman Kalesi ise Latinlerin kontrolüne girer. Timur'un seferi sonrası İzmir, Aydınoğlu Cüneyt Bey'e verilir.
1426'da Osmanlıların eline geçen İzmir, küçük bir kasaba iken, Osmanlı Barışı ile nüfusu artar ve Liman Kalesi ile Yukarı Kale arasında Türk yerleşim kuşağı oluşturulur. İzmir, 1610 ile 1630 yılları arasında Batı Anadolu'daki ticareti yeniden şekillendirir ve önemli bir liman kenti haline gelir.
1838'de İngiltere ile imzalanan serbest ticaret anlaşması sonucunda İzmir, Batılı devletlerle olan ticari ilişkilerini geliştirir. I. Dünya Savaşı sonrası Yunan işgali altına giren İzmir, Ulusal Kurtuluş Savaşı'nın başlangıcı olan Hasan Tahsin'in ilk kurşunuyla yeni bir döneme girer.
9 Eylül 1922'de Türk Ordusu'nun İzmir'e girmesiyle Yunan işgali sona erer, ancak şehir 13 Eylül'de büyük bir yangın felaketi yaşar. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşu sonrası İzmir, yeniden inşa edilerek modern bir şehir haline gelir ve tarihi zenginliğiyle önemli bir kültürel ve ekonomik merkez olmaya devam eder.









