Sorgun Haber

Sanskritçe Dili: Nasıl Konuşulur, Kimler Konuşur ve Tarihi Kökenleri

Dünyanın en eski dillerinden biri olarak kabul edilen Sanskritçe, binlerce yıldır Hindistan'ın ruhunda yankılanıyor. Günümüzde sadece tapınaklarda değil, yoga stüdyolarından akademik koridorlara uzanan geniş bir alanda hâlâ canlılığını koruyor.

Abone Ol

Hint-Avrupa dil ailesinin en saf temsilcilerinden Sanskritçe, MÖ 2. binyılın ortalarında Kuzeybatı Hindistan'a göç eden Aryalar tarafından getirildi. Rigveda gibi kutsal metinlerin dili olarak doğan bu lisan, başlangıçta sözlü gelenekle aktarıldı; yazıya geçişi ise MÖ 1. binyılın sonlarında Brahmi alfabesiyle gerçekleşti. Dilbilimci Pāṇini'nin MÖ 4. yüzyılda kaleme aldığı Aṣṭādhyāyī adlı gramer kitabı, 3.959 kuralıyla Sanskritçe'yi matematiksel bir hassasiyete kavuşturdu; bu eser hâlâ dilbilim öğrencilerinin başucu kaynağı. Klasik Sanskritçe dönemi MS 3-8. yüzyıllar arasında zirveye ulaştı; Kālidāsa'nın Meghadūta şiiri ya da Bāṇabhaṭṭa'nın Harṣacarita destanı gibi eserler, dilin estetik gücünü gözler önüne serdi. Budizm ve Jainizm'in kutsal metinleri de Sanskritçe'de yazıldı; Mahāyāna sutralarının çoğu bu dilde günümüze ulaştı. İngiliz sömürge dönemiyle birlikte Sanskritçe'nin günlük kullanımı azalsa da, 19. yüzyılda Max Müller gibi oryantalistler sayesinde Batı'da yeniden keşfedildi.

Tapınaklardan Yoga Matlarına Uzanan Canlılık

Hindistan'da hâlâ 14.000'den fazla kişi Sanskritçe'yi ana dili olarak konuşuyor; özellikle Karnataka'daki Mattur ve Hosahalli köylerinde çocuklar sokaklarda bu dilde sohbet ediyor. "Namaḥ śivāya" diye selamlaşan bir çocuğun sesi, binlerce yıllık bir geleneğin devam ettiğini fısıldıyor. Brahmin rahiplerin sabah dualarında "oṃ namo nārāyaṇāya" diye yükselen ezgiler, Varanasi'nin ghats'larında yankılanıyor. Güney Hindistan'daki bazı okullarda zorunlu ders olarak okutulan Sanskritçe, Kerala'daki gurukullarda hâlâ klasik metinler üzerinden öğretiliyor. Modern dönemde ise yoga ve meditasyonun küresel yükselişiyle "āsana", "prāṇāyāma", "dhyāna" gibi kelimeler İngilizce sözlüklere girdi; Patanjali'nin Yoga Sūtraları Sanskritçe'den çevrilmeden okunuyor. Hindistan hükümeti 2019'da Sanskritçe'yi "klasik dil" statüsüne yükselterek üniversitelerde bölüm açılmasını teşvik etti; IIT'lerde bile yapay zeka için Sanskritçe gramer çalışmaları yapılıyor.

Bilimsel Miras ve Dijital Diriliş

NASA'nın 1985'te Sanskritçe'yi "yapay zeka için en uygun dil" ilan ettiği iddia edilse de, bu şehir efsanesi gerçekte Rick Briggs'in bir makalesinden doğdu. Yine de dilin karmaşık ama tutarlı yapısı, bilgisayar dilbilimcilerini cezbediyor; "kāraka" teorisiyle cümle analizi, modern NLP modellerine ilham veriyor. Google'ın Sanskritçe klavyesi, Microsoft'un çeviri araçları ve Wikipedia'nın 100.000'den fazla maddelik Sanskritçe versiyonu, dilin dijital çağda yeniden doğduğunu gösteriyor. Harvard, Oxford ve Tokyo üniversitelerinde Sanskritçe kürsüleri aktif; Heidelberg'de her yıl düzenlenen Uluslararası Sanskritçe Konferansı'nda genç akademisyenler "kim atra vartate?" diye birbirine soruyor. Hindistan'da ise All India Radio her sabah Sanskritçe haber bülteni yayınlıyor; spikerin "saṃskṛta-vārttāsu" diye başlayan anonsu, milyonlarca dinleyiciye ulaşıyor. Dilin fonetik yapısı o kadar kusursuz ki, bir kelimenin telaffuzu bin yıl öncekiyle aynı kalabiliyor; "agni" hâlâ ateş, "mātṛ" hâlâ anne demek.