Sarıkaya Meydanından yansıyanlar…

Abone Ol

Açık konuşayım... Meydan konserleri pek bana göre değil.
Gençliğimde de öyle çok koşmuşluğum yoktur sahneye, kalabalığın ortasında alkış tutmuşluğum azdır. Daha çok sakin bir masada oturup canlı müzik dinlemeyi tercih ederim.
Ama mesleğim gereği çok defa canlı meydan organizasyonlarının içinde bulundum.
Sırtımda fotoğraf makinesi, elimde not defteri… Hep arada kalmışlığın tarafsız gözlemcisi oldum.
Fakat bu sefer yazmak farz oldu. Çünkü Sarıkaya’da yaşanan üç günlük o büyük hareketlilik; sadece bir konser, bir sahne, birkaç şarkıdan ibaret değildi.
Bu sefer mesele, insanların içinden taşıp gelen biriken duygunun kendine yer bulmasıydı.
YORGUNLUKLAR ATADAN MİRAS MI OLMALI?
Bakıyorum çevreme…
Yozgat insanı artık öyle yorgun ki; gülmeyi unutmuş, eğlenirken bile suçluluk hissediyor neredeyse.
Sanki atalarımızdan, “azıcık gülersen çok ağlarsın” diye bir miras kalmış, onu devralmışız.
Ama bu zinciri kırmak lazım. Bizim çocuklarımız da gülmeyi, eğlenmeyi, huzurla bir arada olmayı hak ediyor.
Sanatla gülünecekse, ahlaklısıyla, niteliklisiyle, kimseye zarar vermeyeniyle yapılsın.
İşte tam bu noktada bir belediye başkanı çıkıyor, hem “hizmet” diyor, hem de “huzur”...
Sarıkaya, bu yaz bir başka güzel oldu.
Roma Hamamı gibi binlerce yıllık bir medeniyetin gölgesinde 3 gün boyunca öyle anlar yaşandı ki, geçmişin yorgunluğu sanki üç gecede temizlendi.
Sarıkaya’nın çiçeği burnunda ama hizmetkarlığa hiç de yabancı olmayan belediye başkanı Osman Gözan, organize ettiği konserlerle sadece müziğin sesini değil, ilçenin potansiyelini de açığa çıkardı.
Bakın, mesele sanatçının kimliği değil sadece.
Mesele o sahnede neyin temsil edildiğidir.
Sarıkaya’da sahne alan isimler sadece şarkı söylemedi; duruşlarıyla, sözleriyle, saygılarıyla Sarıkayalı’nın gönlünde yer etti.
Bu şehirde yaşayan insanların neyi hak ettiğini bilen bir organizasyondu bu.
Ve ne oldu biliyor musunuz?
Her akşam binlerce insan meydanı doldurdu.
Esnaf 3 gün boyunca dükkan kapatmadı.
Çocuklar doyasıya eğlendi, yaşlılar torunlarıyla vakit geçirdi.
Aileler, huzur içinde bir yaz akşamı geçirdi.
En önemlisi de: “Sarıkaya’da da olurmuş be!” dedirtti.
ROMA HAMAMI'NIN RUHUNU UYANDIRMAK
Ben bu konserleri Roma Hamamı için atılmış dev bir adım olarak görüyorum.
Belki şimdiye kadar hiç bu kadar iyi tanıtılmamıştı bu kadim miras.
Ama ışıklar, müzikler ve kalabalıklar arasında bir şey daha oldu: Roma Hamamı kendi sesini duyurdu.
O taşların, o kemerlerin içinden bir medeniyet yeniden “ben buradayım” dedi.
Ve inanıyorum…
Başkan Osman Gözan, sadece konserle yetinmeyecek.
O çevrede yapacağı düzenlemelerle, dokunacağı taşla, atacağı cesur adımlarla Sarıkaya’yı turizmde, kültürde, sanatta bambaşka bir yere taşıyacak. Sarıkaya Roma Hamamı’nı sadece tanıtmakla kalmayıp, yer altında kalan diğer gizemlerini de ortaya çıkaracak.
Gönülden Tebrikler
Ben şahsen sahnede sanatla, sokakta hizmetle var olan herkese şapka çıkarırım.
Çünkü bu milletin derdi büyük.
Ama bu milletin yüzünü güldürmek için çaba gösterenler de az değil.
Osman Gözan, Sarıkaya halkıyla kurduğu gönül bağı, samimiyeti ve vizyonuyla bu isimlerden biri olmaya aday değil, çoktan olmuş.
Ve biz de umutla, güvenle şunu diyoruz:
Bu yaz Sarıkaya'da sadece şarkılar söylenmedi… Bir gelecek tasavvuru sahne aldı.
İnşallah devamı gelir, sesi Bozok Yaylası'nın dört bir yanına ulaşır.