Üreten bir Yozgat diyoruz her fırsatta.
Tıpkı üreten bir Türkiye hayalimizde olduğu gibi.
Artık devleti yönetenler de şunu çok iyi biliyor; üreten, milli ekonomi modeline sahip, özellikle kendi kendine yeten ülkeler daha özgür.
Cephede süngü, barut, ateşli silahlarla yapılan harpler küresel ekonomi savaşlarına dönüştü.
Ve o savaşı kazanmanın yegane yolu üretmek üretmek üretmek oldu…
Doğru zamanda doğru üretim modelleri ile toplumları sürekli hareketli, idealleri uğruna diri tutabilmek. Yapabiliyorsanız pek çok şeyi başardınız demektir.
Ülkemizde de bu anlamda iller arasında ciddi bir üretim savaşı yaşanıyor. Yozgat’ın içinde bulunduğu durumu geri kalmışlık olarak mı yorumlamalıyız?
Kayseri, Çorum, Kırıkkale, Sivas gibi üretim modelini keşfetmiş illerin gölgesinde kalmanın bedelini ödüyoruz bir anlamda.
Bakın belediyelere… Hatta belde belediyelerine.
Artık belediyelerin dahi kendi kendine yetmeye çalıştığı, devletin nüfus oranlarına göre göndereceği bütçeyle değil öz kaynakları ile ayakta kalma modelini geliştirmenin mücadelesini verdiği dönemi yaşıyoruz. Belediyeler dahi öz kaynağını oluşturmanın plan ve programını yaparken, hiç olmazsa enerji giderlerini karşılayacak GES Projelerini hayata geçirirken ilçelerimizde neler olmaz?
Her ilçeyi canlandırın hayalinizde ve potansiyellerine bir bakın lütfen.
Yozgat üretemeyecek kadar aciz bir şehir mi?
Kesinlikle hayır!
Bugün Çandır ilçemize bakıyorum yarım asır öncesinden kurulmuş üretim tesisleri çıkıyor karşıma.
Sorgun, Akdağmadeni, Sarıkaya’da sınırların ötesine üretim yapan fabrikalar var!
Yerköy, tarım aletlerinde sadece bugün değil dününde de üreten ilçesi olarak çıkıyor karışımıza.
Boğazlıyan, toprağında da sanayisinde de üreten bir ilçe.
Geçtiğimiz hafta Yozgat Valisi Sayın Ziya Polat’ın makamında bir protokol töreni vardı.
3 milyon 619 bin lira proje bedelli, TKDK destekli Salça Fabrikası’nın protokolü imzalandı.
Bereketli topraklarında organik ürünler üreten ancak bunu tarımsal sanayide üretime dönüştüremeyen Şefaatli, bölgenin kaderini değiştirecek çok önemli bir adım attı.
Şefaatli Belediye Başkanı Sayın Müjdat Karaca’nın da en başından beri destek verdiği, belediye olarak ortak olduğu bir proje.
Bu fabrikada yılda 750 ton salça, 238 ton ayva reçeli, 80 ton bamya konservesi, 324 ton yaprak sarma konservesi üretilecek.
Hammadde ihtiyacının tamamı il merkezi ve ilçelerden temin edilecek.
Fabrika denildiğinde bacasından yoğun dumanları çıkan 300-500 insanın aynı anda çalıştığı, ağır sanayi gelmesin.
Yozgat, bereketli topraklarında ürettiğini işlese tek başına Türkiye’nin önemli oranda tarımsal ihtiyaçlarını karşılar.
Bugün paketleme tesisine dahi ciddi ihtiyaç duyan bir şehir Yozgat.
Hal böyle olunca bir şehrin valisinin makamında imzalanan protokolün önemini varın siz hesap edin.
Şefaatli’nin salça fabrikası bundan sonraki özellikle tarımsal alandaki fabrikalar adına önem arz ediyor.
Başta yatırımcıya daha sonra da bu sürece destek veren yöneticilere teşekkür ediyorum.
Şefaatli’nin salça fabrikası tek başına bulunduğu ilçenin değil bölgenin üreten çiftçisinin de rol modeli ve teşvik kaynağı olacak.
Emeği bulunanlar var olsun!